Merhaba Sevgili Ailem,
Bugün 12 Mart Cumartesi günü....
Bugün hafta sonu, ancak bu günün Türk Milleti için apayrı bir anlamı var.
Bundan tam 95 yil önce bugün, Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan, Türk Milleti'nin İstiklal Marsi
TBMM tarafından kabul edilmiştir.
Tam 95 yil önce bugün, her zaman okullarda, maçlarda, toplantılarda, anma törenlerinde vb yerlerde gururla okuduğumuz, her Türk gencinin bildiği Milli Marşımız, İstiklal Marşımız kabul edilmiştir.
Kurtuluş Savasi'nin başlarında Maarif Vekaleti, İstiklal savaşımızın milli bir ruhla kazanılması saglamak için 1921'de bir güfte yarışması düzenlemiş ve kazanan güfteye para ödülü verilmesi kararlaştırılmıştır.
Maarif Vekili Hamdullah Suphi Tanriöver'in ısrarı ile Burdur Milletvekili Mehmet Akif Ersoy, yazdığı şiir ile yarışmaya katılmıştır.
Yapılan elemeler sonucunda Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı şiir yarışmayı kazanmış, ilk kez Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından okunmuş ve coşkulu olarak alkışlanmıştır.
Böylelikle de Türk Milleti'nin Milli Marsi belirlenmiştir.
Mehmet Akif Ersoy, güftesi kendisine ait olan İstiklal Marsi'nin Türk Milleti'nin eseri olduğunu beyan etmistir.
Daha sonraları Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin de Milli Marsi olan İstiklal Marsimiz'a 1924 yılında ikinci kez yapılan yarışma ile beste seçilmiştir. Günümüz bestesi ise 1930 yılında değiştirilen Zeki Üngör'ün bestesi olmuştur.
10 kıtalık İstiklal Marsimiz'in protokol geregi sadece ilk iki kıtası bestelenmiştir.
İste Türk Milleti'nin milli inancını, ruhunu, durusunu anlatan
İstiklal Marsi'miz:
Korkma, sönmez bu safaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.
Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkidir, Hakk'a tapan milletimin istiklal!
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çilgin bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendemi çiğner, aşarim.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Garbin afakini sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
"Medeniyet!" dediğin tek disi kalmış canavar?
Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakin.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akin.
Doğacaktır sana va'dettigi günler Hakk'in…
Kim bilir, belki yarin, belki yarindan da yakin.
Bastigin yerleri "toprak!" diye geçme, tani:
Düsün altindaki binlerce kefensiz yatani.
Sen sehid oglusun, incitme, yaziktir, atani:
Verme, dünyalari alsan da, bu cennet vatani.
Kim bu cennet vatanin ugruna olmaz ki feda?
Süheda fiskiracak topragi siksan, süheda!
Cani, canani. bütün varimi alsin da Huda,
Etmesin tek vatanimdan beni dünyada cüda.
Ruhumun senden, Ilahi, sudur ancak emeli:
Degmesin mabedimin gögsüne na-mahrem eli,
Bu ezanlar -ki sehadetleri dinin temeli-
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.
O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- tasim,
Her cerihamdan, Ilahi, bosanip kanli yasim,
Fiskirir ruh-i mücerred gibi yerden na'sim;
O zaman yükselerek arsa deger belki basim.
Dalgalan sen de safaklar gibi ey sanli hilal!
Olsun artik dökülen kanlarimin hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkidir, hür yasamis, bayragimin hürriyet;
Hakkidir, Hakk'a tapan, milletimin istiklal!
Mehmet Akif Ersoy'u bir kez daha anarak, Türk Milleti'ne armagan ettigi İstiklal Marşımız için tesekkür ediyorum..
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hosçakalin,
Degerlisin Çünkü Özelsin!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder