Günaydin Sevgili Ailem,
Iste sonunda geldi catti... Yilin son günü.... Acisiyla, tatlisiyla 2015' i de ugurlamaya hazirlaniyoruz...
Saatler kaldi artik, geri sayim coktan basladi...
Kimimiz 2015 i cok cok güzel gecirirken, kimimiz ise hic yasanmamis olmasini diledigimiz bir yil olarak görebiliriz. Ama ne olursa olsun daha güzel bir yilin, yillarin yasanabilmesi icin bu yilin bir basamak oldugunu unutmamak lazim.
Bizim yillarimiz baslayacak onlari iyi karsilamak gerekli, bu yili iyi ugurlayalim ki yeni ve güzel körpe yila bomba gibi baslayabilelim.:))
2015 yilini anarken de, "2015 kötü bir yildi" yerine
"2016 yili benim yilim olacak, 2015 yilindan daha cok güzellikler, mutluluklar ve huzur benimle olacak, bereket ve kazanc hep benim yanimda olacak." demeliyiz, demelisiniz...
Sonucta göze ilk anda carpmayan o kadar güzellikler oluyor ki O'nlarin da hakkini yemeyelim...
Evlilikler mesela... Bir yakininiz yada siz, belki de cocugunuz evlilik ile dünya evine girmis olabilir...
Yada evlilige ilk adinmlar atilmis olabilir...
Dogumlar mesela... Cocugunuz, yegeniniz,torununuz yada kardesiniz dogmus olabilir... O zamanlardaki heyecaninizi, mutlulugunuzu bir hatirlayin bakalim!!
Ya Dogum Günleri... Nasil unutulsunlar kiiii.
Yada Sünnetler.... Bu da unutulmayacak, erkeklige ilk adimin atildigi o harika anlar....
Veda - Mezuniyet Günleri... 4 senede bir karsilasacaginiz sizin, kuzeninizin, evladinizin yada torununuzun gercek hayata atilan ilk adimlari..
Sinavlar... Ama mezun olabilmek ama sinif gecebilmek yada ise girebilmek icin verilen o sinavlarin güzel sonuclari... Düsünün lütfen...
Hasretin Son Bulmasi... Uzun zamandan beri göremediginiz sevdiginizi görebilmek, sila hasretini giderebilmek.. Duygulariniza sicacik bir dokunus olmaz mi?
Belki de Terhisler... Askere ugurladiginiz yakininizin dönüsü mesela... Yine duygu ve mutluluk yüklü anlar....
Bir de unutulan birsey var. Sagliginiz.... Saglikli olmayi koruyabildiginiz ve bu size bahsedildigi icin sukretmeniz gerekmez mi?
Cocugunuzun, torununuzun yada sevdiginizin size sarilmasi, sizi öpmesi... Size "Seni Seviyorum!" demesi... Bunu da "yasamadim diyemezsiniz... "
Kücük seylerden mutlu olmayi unuttugunuz, yasananlarin hep olumsuz yönlerini düsündügünüz icin zamaninda göremeyip kacirdiginiz o güzel anlar....
Simdi söyleyin bakalim 2015 yilini söyle bir tarasaniz, harika anlar hic de kücümsenmeyecek kadar fazla degil mi? Yeter ki bunu dile getirmekten cekinmeyin..
Hayatini kaybeden bircok kisi de var. Gerek bizlerin arasindan gerekse Sanat Camiasi'ndan.. Bu oran 2015 yilinda 2014 yilina oranla daha da artmis durumda. Allah rahmet eylesin, O'nlarin mekanlari cennet olsun. Geride kalanlara da sabirlar versin..
Onlari da unuttum sanmayin.. "Ates düstügü yeri yakar." tabi bilirim, yasadim ben de bircogunuz gibi.. Sonucta dogum kadar normal bir durum bu da. Onemli olan fiziksel olarak yanimizda olamasalar bile her zaman bizimle olmalari.
Eger arkalarindan güzel olarak aniliyorlarsa, yaptiklariyla, söyledikleriyle aramizda ücüncü kisi olarak yerini alabiliyorlarsa iste "Ne Mutlu O'nlara, Ne Mutlu Sizlere, Ne Mutlu Bizlere!!"
Siz siz olun mutlu olmayi, sevmeyi, kisacasi hayatinizi ertelemeyin. Zamaninda ve dolu dolu yasayin hayatinizi. Gecikmeyin, simdiden baslayin..
2016 yilinin öncelikle size, sonra da tüm sevdiklerinize, saglik, bereket, huzur, mutluluk basta olmak üzere tüm dileklerinizi gerceklestirmesini temenni ediyorum.
2016 yilinda da görüsmek dilegiyle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
31 Aralık 2015 Perşembe
30 Aralık 2015 Çarşamba
İncilerimiz!!!
Günaydin Sevgili Ailem,
Yüzünüzdeki gülücüklerin yilin bu son günlerinde de devam etmesi, nesenizin her daim olmasi, ic güzelliginizin disiniza yansimasi temennimle sicacik bir "Günaydinnnnn!!!!!"
Kahkahalariniz da muhabbetiniz de bol olsun.
Bu haftaki saglik ile ilgili kösemizde güldügümüzde kendini tüm ihtisami ile sergileyen, incilerimize, dislerimize ayirmak istedim.
Güzelligimizi ortaya cikartmaya yardimci olan incilerimiz...
Dislerimiz ister bay, ister bayan, isterse cocuk olsun herkes icin önemlidir. Sadece dis güzellik icin degil, sagligimizi da yakindan ilgilendirdigi icin dikkat edilmesi gereken hassas bir konudur.
Bunun önemini daha da iyi anlamak icin onlara iyi bakilmadigi taktirde basimiza gelebilecek saglik problemlerine dikkat cekmekte fayda görüyorum.:
Yüzünüzdeki gülücüklerin yilin bu son günlerinde de devam etmesi, nesenizin her daim olmasi, ic güzelliginizin disiniza yansimasi temennimle sicacik bir "Günaydinnnnn!!!!!"
Kahkahalariniz da muhabbetiniz de bol olsun.
Bu haftaki saglik ile ilgili kösemizde güldügümüzde kendini tüm ihtisami ile sergileyen, incilerimize, dislerimize ayirmak istedim.
Güzelligimizi ortaya cikartmaya yardimci olan incilerimiz...
Dislerimiz ister bay, ister bayan, isterse cocuk olsun herkes icin önemlidir. Sadece dis güzellik icin degil, sagligimizi da yakindan ilgilendirdigi icin dikkat edilmesi gereken hassas bir konudur.
Bunun önemini daha da iyi anlamak icin onlara iyi bakilmadigi taktirde basimiza gelebilecek saglik problemlerine dikkat cekmekte fayda görüyorum.:
- Bakteri ve yiyeceklerin dislerin üzerinde birikmesinden dis plagi olusur.
- Dis plagi dis üzerinden hergün uzaklastirilmazsa dis cürügü baslar.
- Dis plagi sertlesirse de dis tasi olusur ve dis kanamalari, iltihaplanmalar gibi bircok dis sagliginin bozulmasina sebep olur.
- Dis cürükleri agiz kokusunun olusmasina yol acar.
- Sindirim sistemimizin olumsuz etkilenmesine sebep olur. Dis kaybi oldugunda düzgün bir cigneme yapilamadigindan yediklerimiz daha büyük lokmalar halinde midemize gittiginden mide rahatsizliklarina neden olur. Ve ilerleyen zamanda diger organlarimiz da zarar görmeye baslar. Sonucta vücudumuz bir bütündür; bir parcasi bozuldugunda bu durum digerlerini de etkiler.
- Dis cürügünün meydana getirdigi bakteriler kalbe ve böbrege yerleserek cesitli enfeksiyonlara yol acabilir.
Peki agiz ve dis sagligimiz icin neler yapmaliyiz?
- Disler günde en az iki kez fircalanmalidir. Dis Fircasi, orta sert olmasina dikkat edilmelidir.
- Ic, dis ve dil üstü de fircalanmali ve fircalama islemi 2 dakika sürmelidir.
- Uygun dis macunu kullanilmali ve mümkün oldugunca fluoroid icermemesine dikkat edilmelidir.
- Günde bir kez de olsa dis ipligi kullanilmalidir.
- 6 ayda bir dis doktoruna kontrole gidilmelidir. Lütfen ihmal etmeyiniz, sonradan "keske" dememek icin.
Simdi dilerseniz bu is icin gerekli ana malzemelerden olan dis macunlarina bir göz atalim. :
Dis macunlari cok önemli bir etkendir. Icerigi bilinmeli ve uygun dis macunu kullanilmalidir.
Bir dis macunu ancak;
Paraben (insan sagligi icin zararli bir kimyasal, ürünün raf ömrünü uzatmak icin kullanilir.) icermezse,
Triclosan (insan sagligi icin zararli ve güclü bir kimyasal) icermezse,
Fluorid gluten (iceriginde zehirli bir kimyasal olan sodyum florür vardir) icermezse,
Sert asindiricilar icermezse dislerimize zarar vermeden korur.
Akliniza "Bu kimyasallari icermeyen bir dis macunu var mi? Nerden Buluruz?" sorusu gelebilir.
Yaniti cok basit: Evet var. Ve size yardimci olabilirim, benimle irtibata gecmeniz yeter. Yada dilerseniz isyerime de gelebilirsiniz.
Dilerseniz bizlerin ve cocuklarimizin dis sagligini koruyan bu muhtesem ürün yelpazesini görelim. Ne dersiniz?
Eurofresh AloeGel Aloe Verali Dis Macunu :
Aloe Vera, Cay Agaci, At Kestanesi icerir.
Hassas disler icin uygundur.
Plak ve tartari önler.
Cay ve kahve lekelerinin önlenmesini saglar.
Eurofresh Repairing Aloe Verali, Misvakli, Cay Agaci Ozlü Onarici Dis Macunu :
Dis eti ve dis eti problemlerini onarmaya yardimci olur.
2 kat aloe Vera, misvak ve cay agaci özü icerir.
Eurofresh Whitening Aloe Verali, Misvakli, Beyazlatici Dis Macunu :
Misvak, Aloe Vera, Cay Agaci icerir.
Bembeyaz gülüsler icin idealdir.
Eurofresh Advanced Care7 Etkili Dis Macunu :
Kalsiyum Karbonat, Papatya, Cay Agaci, Adacayi, Mentol, Mineral Tuz, Limon icerir.
Dislerin beyazlamasina yardimci olur.
Disleri temizlerken bir yandan da parlatir.
Ferah bir nefes saglar.
Plak ve tartar olusumunu engeller.
Eurofresh Sensitive Kids Hassas Disler Icin Dis Macunu :
Fluorid ve SLS icermez.
Cocuklarimizin agiz ve dis sagligina uygundur.
Cilek aromalidir.
Dis macunlari bu kadar ancak diger yardimci malzeme olan dis fircasini da unutmamak gerekir.
Dis Fircasi da önemli bir etkendir. Dis yapimiza uygun olmalidir. Orta sertlikte bor firca olmalidir. Dilimizin üstünü ve yanaklarimizin ic kismini rahatlikla temizleyecek özel tirtirli yüzeyi olmalidir.
Saglikli disler ve saglikli gülüsler icin dislerimizi düzenli olarak uygun dis fircasi ile bitkisel dis macunlari ile fircalayalim.
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Dislerin beyazlamasina yardimci olur.
Disleri temizlerken bir yandan da parlatir.
Ferah bir nefes saglar.
Plak ve tartar olusumunu engeller.
Eurofresh Sensitive Kids Hassas Disler Icin Dis Macunu :
Fluorid ve SLS icermez.
Cocuklarimizin agiz ve dis sagligina uygundur.
Cilek aromalidir.
Dis macunlari bu kadar ancak diger yardimci malzeme olan dis fircasini da unutmamak gerekir.
Dis Fircasi da önemli bir etkendir. Dis yapimiza uygun olmalidir. Orta sertlikte bor firca olmalidir. Dilimizin üstünü ve yanaklarimizin ic kismini rahatlikla temizleyecek özel tirtirli yüzeyi olmalidir.
Saglikli disler ve saglikli gülüsler icin dislerimizi düzenli olarak uygun dis fircasi ile bitkisel dis macunlari ile fircalayalim.
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
28 Aralık 2015 Pazartesi
Hey Uyku Neredesin?
Günaydin Dostlarim,
Güne güzel baslamis olmanizi cani gönülden dilerim. Yüzünüzde dinlenmis, huzurlu bir ifadeyle uyanmanizi, enerjik kalkmanizi da isterim...
"Hah! Sanki bu cok kolaydi. Stres altinda calisirken!" dediginizi duyar gibiyim.
Basta cok kolay olmayabilir, haklisiniz. Ama saglikli bir uykunun size ve vücudunuza faydalarini gördügünüzde "Denemeye deger !" diyeceksiniz.
Uyku problemi yasamanin, uykusuzluk cekmenin bir cok problemi var. Eminim bunlarin bircogunu yasamis yada yakinlarinizda tanik olmusunuzdur.
Peki uykusuzlugun vücudumuza ve bize verdigi zararlari biliyor musunuz?
Tabiki cözümü var. Hem de cok yollari var. En bilinen birkac yolu:
Güne güzel baslamis olmanizi cani gönülden dilerim. Yüzünüzde dinlenmis, huzurlu bir ifadeyle uyanmanizi, enerjik kalkmanizi da isterim...
"Hah! Sanki bu cok kolaydi. Stres altinda calisirken!" dediginizi duyar gibiyim.
Basta cok kolay olmayabilir, haklisiniz. Ama saglikli bir uykunun size ve vücudunuza faydalarini gördügünüzde "Denemeye deger !" diyeceksiniz.
Uyku problemi yasamanin, uykusuzluk cekmenin bir cok problemi var. Eminim bunlarin bircogunu yasamis yada yakinlarinizda tanik olmusunuzdur.
Peki uykusuzlugun vücudumuza ve bize verdigi zararlari biliyor musunuz?
- Reflekslerinizi zayiflatir.
- Dikkatinizi azaltir.
- Zaman icinde hafizanizi yavaslatir.
- Kaza yapma olasiliginiz normalden cok daha fazla olur.
- Istah mekanizmanizi bozdugundan kilo almaniz kolaylasir.
- Yüksek tansiyon, kalp hastaligi, diyabet gibi kalici hastaliklara neden olur.
"Uyku Sorunundan Nasil Kurtulabilirim? Cözümü Yok Mu?" Derseniz:
Tabiki cözümü var. Hem de cok yollari var. En bilinen birkac yolu:
- Mümkün oldugunca ayni saatlerde yatmak, hafta sonu da olsa.
- Yattigimiz odanin los olmasi ve sicak olmamasi.
- Elleriniz ve ayaklarinizin sicak olmasi ve yatmadan önce onlara yapilacak kisa masajlar
- Yatak odasinda mavi veya acik sari renginin hakim olmasi
- Yatmadan önce sekerli yiyecek ve iceceklerden, kafeinden uzak durmak.
- Kitap okumak.
Bunlar en cok bilinen nedenleri... Bir de olaki uykunuz kacarsa yatakta bir saga bir sola dönmek yerine kalkip sakinlesmeye calismak ve bir tatli kasigi bal veya yarim cay bardagi limon suyu icmek iyi gelecektir.
Birde cok bilinmeyen etkili birkac yöntem daha var. Uygulamasi oldukca kolay ve zevkli.
- 4-7-8 Teknigi: Dilimiz damagimizda iken, burnumuzdan nefes alip 7 saniye tutup nefes vermek. Arka arkaya bunu 4 kez yapmak. Bu sizi rahatlatir ve uykuya dalmanizi kolaylastirir.
- Sonra yataga yattiginizda tüm bedeninize tesekkür etmek: Ayaklariniz, bilekleriniz, dizleriniz, kalcaniz, elleriniz, dirsekleriniz, omuzlariniz'a tesekkür edip onlari ne kadar sevdiginizi hissettirebilirsiniz.
Tüm gövdeniz, beliniz, karniniz, gögüs kafesiniz, kalbiniz, akcigerleriniz, boynunuz, yüzünüz,
basinizin arkasi, basinizin üstü'ne tek tek veya toptan tesekkür edip onurlandirabilirsiniz.
- Ve ardindan kücük bir sükretme alistirmasi yapabilirsiniz:
Soludugunuz temiz havaya,
Yattiginizsicak yataga,
Saglikli olmaniza,
Ailenizin yaninizda olmasina,
O gün ictiginiz kahveye,
Yediginiz leziz yemege, herhangi bir seye sükredebilirsiniz.
Yüzünüzdeki kücük bir gülümseme ile uykuya bile dalmis olabilirsiniz. :)
- Sabahleyin alarminizi kurdugunuz müzigin, sevdiginiz, yumusak, huzur dolu müzik olmasi da güne iyi baslamaniza yardimci olacaktir. Tabi alarminiz ilk caldiginda kalkmalisiniz, erteleme yapmayin. Sonucta kaliteli ram uykusu olmayacagindan kendinizi yorgun hissetmenize neden olacaktir.
Gördügünüz gibi yapilacak olanlar zor degil sadece düzenli yapmalisiniz.
Baska birseye ihtiyaciniz olmayacaktir.
Kaliteli uykularin sizinle olmasi temennimle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Yeni Yila Girerken
Tünaydin Sevgili Ailem,
Iyi haftalar dilerken 2015 yilinin son Pazartesi gününü yasiyoruz. Birkac gün sonra 2016 yilina merhaba diyecegiz. Yeni yili evde ailesiyle karsilayacak olan dostlarim, yemek menüsü telasi sardi sizi biliyorum. Once sakin olun ve derin bir nefes alin lütfen. Sonra birkac secenek sunacagim size, aklinizin bir kenarinda olsun diye.
Yilbasinin asil yemegi hep "Hindi" olarak bilinir. Ama siz bu sene bunu yapmak istemiyorsaniz yada baska alternatifleri de dinlemek istiyorsaniz o zaman bana kulak verin :))
Maliyeti daha düsük olmasini istiyorsaniz, mesela;
Mercimek Corbasi (Corba isteyenler icin)
Cordon Bleu
Pilav
Yesil Salata
Yesillikler
Brokoli yada Brüksel Lahanasi
Yogurtlu Patlican Közlemesi
Fava
Tatli olarak Kabak Tatlisi olabilir.
Not : Cordon Bleu 'yu hazir olarak alabileceginiz gibi evde de kolaylikla yapabilirsiniz. Maliyeti daha da düsecektir.
Evde yapmak isteyenler icin Cordon Bleu tarifi (4 kisilik):
Malzemeler:
2 adet tavuk gögsü
Salam yada jambon (10-12 adet)
Kasar Peyniri
2 yumurta
Un
Galeta Unu yada evde ufaladigimiz bayat ekmek tozu
Tuz, karabiber
Kizartmak icin yag
Yapilisi:
Not : Eger sararken acilmasindan korkuyorsaniz kürdan ile iki yerinden tutturmak da size yardimci olabilir.
Güzel bir yilbasi gecirmeniz dilegiyle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin.
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Iyi haftalar dilerken 2015 yilinin son Pazartesi gününü yasiyoruz. Birkac gün sonra 2016 yilina merhaba diyecegiz. Yeni yili evde ailesiyle karsilayacak olan dostlarim, yemek menüsü telasi sardi sizi biliyorum. Once sakin olun ve derin bir nefes alin lütfen. Sonra birkac secenek sunacagim size, aklinizin bir kenarinda olsun diye.
Yilbasinin asil yemegi hep "Hindi" olarak bilinir. Ama siz bu sene bunu yapmak istemiyorsaniz yada baska alternatifleri de dinlemek istiyorsaniz o zaman bana kulak verin :))
Maliyeti daha düsük olmasini istiyorsaniz, mesela;
Mercimek Corbasi (Corba isteyenler icin)
Cordon Bleu
Pilav
Yesil Salata
Yesillikler
Brokoli yada Brüksel Lahanasi
Yogurtlu Patlican Közlemesi
Fava
Tatli olarak Kabak Tatlisi olabilir.
Not : Cordon Bleu 'yu hazir olarak alabileceginiz gibi evde de kolaylikla yapabilirsiniz. Maliyeti daha da düsecektir.
Evde yapmak isteyenler icin Cordon Bleu tarifi (4 kisilik):
Malzemeler:
2 adet tavuk gögsü
Salam yada jambon (10-12 adet)
Kasar Peyniri
2 yumurta
Un
Galeta Unu yada evde ufaladigimiz bayat ekmek tozu
Tuz, karabiber
Kizartmak icin yag
Yapilisi:
- Yikanan tavuk gögüsleri önce ortadan ikiye kesilir. Sonra güzelce mutfak cekici yada yoksa bicagin sirti ile keser gibi yapilarak dövülür.
- Tuz ve karabiber üzerlerine serpilir.
- Once salam yada jambon, üstüne de kasar peyniri konur. Kasar peyniri rende olarak konulabilecegi gibi yaprak halinde de konabilir. Ne kadar bol olursa pistiginde akiskan olmasi o kadar cok olacaktitr.
- Sonra sarilir ister rulo olarak, isterseniz yanlari kapatilarak katlanir.
- Once una, sonra cirpilmis yumurtaya, en son da galeta ununa batirilip teflon tavada hafif hafif pisirilir. Icinin iyice pismesi icin ocagin cok harli olmamasina dikkat edilmelidir. Bir de yaptiginiz rulonun cok kalin olmamasina dikkat ediniz.
Not : Eger sararken acilmasindan korkuyorsaniz kürdan ile iki yerinden tutturmak da size yardimci olabilir.
Güzel bir yilbasi gecirmeniz dilegiyle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin.
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
27 Aralık 2015 Pazar
Kömür Sobası Olan Var Mı?
Mutlu Pazarlarrrrrr!!!!
2015 yılının son Pazar Gününüzün dolu dolu geçmesini diliyorum. Havalar soğuk olabilir ama içiniz hiç üşümesin. Sıcacık, sımsıcacık olsun...
Eskilere gittim bir an.. O kömür sobalarının gürül gürül yandığı, o sımsacık zamanlara.
Çocukluğuma gittim diyebilirim. Evet soğuk bir Aralık günü beni alıp götürdü yıllar öncesine...
Herkesin anıları vardır elbet...
Benim kömür sobası deyince ilk aklıma gelen, çocukluğum oluyor. Hele günlerden Pazar günü ise, kesinlikle rahmetli anneannem ve dedemle yaptığım, tadının damağımda hala kaldığı o muhteşem kahvaltılar...
Sıcacık ortamda yaptığımız kahvaltılar...
Dedem her pazar sabahı kovayı doldurur ve yakardı, anneannem de kahvaltıyı sobanın yanındaki masaya hazırlardı. Dedem sobanın yanındaki koltukta otururken bir yandan ekmekleri kızartırdı ki onun tadı da kokusu da hala aklımda kalmıştır. Bir yandan da televizyondaki kovboy filmini izlerdi. O zamanlar Pazar sabahlarının vazgeçilmez filmleriydi. Ve o gülüşleri soframıza eşlik ederdi. Oda sıcak, ortam sıcak, muhabbet sıcacık ve samimi...
O anların hiç bitmemesini isterdim. Duygu yüklü anlar. Doya doya yaşasam da doyamadığım anlar...
Küçükten büyüğe herkesin eğlendiği, güldüğü mutlu bir Pazar Sabahı...
Birlikte, el birliği ile hazırlanan şahane bir Pazar Kahvaltısı...
Ah o kömür sobasının dili olsa da konuşsa... Her derde devadır aslında. Ondan büyük yardımcı mı olur. Evin hanımının en önemli yardımcısıdır. Çamaşırları kurutur. Çayınızdan sıcak suyunuza, yemekleri sıcak tutmaktan üzerine konan meyve kabuklarıyla odamızı mis gibi kokutmasına kadar birçok yardımı olmaz mıydı?
Hatırlıyorum da, akşam yemekten sonra anneannem, oturduğu yerde kestaneleri alırdı kucağına. Tek tek hiç üşenmeden onların üstlerini çizer dedeme uzatırdı. Dedem büyük bir zevkle onları sobanın üzerinde pişirirdi. Anneannem onları hemen soyardı, ama hiç elleri yanmazdı, üfleye üfleye sıcacık sıcacık yedirirdi bana. Canlarım benim..
Ama emektar sobamız bu kadar da kalmazdı, akşam yatmadan önce içlerine gömülen patateslerin tadı da başka bir güzel olurdu. Olsa da yesek...
Eğer sizin de yakınınızda hala soba yakan yada kuzunesi olan yakınınız varsa çok şanslısınız. Hemen kestaneninizi kapıp kapılarını çalın.
Benim içinde tadını çıkarmayı unutmayın ama :)
Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
2015 yılının son Pazar Gününüzün dolu dolu geçmesini diliyorum. Havalar soğuk olabilir ama içiniz hiç üşümesin. Sıcacık, sımsıcacık olsun...
Eskilere gittim bir an.. O kömür sobalarının gürül gürül yandığı, o sımsacık zamanlara.
Çocukluğuma gittim diyebilirim. Evet soğuk bir Aralık günü beni alıp götürdü yıllar öncesine...
Herkesin anıları vardır elbet...
Benim kömür sobası deyince ilk aklıma gelen, çocukluğum oluyor. Hele günlerden Pazar günü ise, kesinlikle rahmetli anneannem ve dedemle yaptığım, tadının damağımda hala kaldığı o muhteşem kahvaltılar...
Sıcacık ortamda yaptığımız kahvaltılar...
Dedem her pazar sabahı kovayı doldurur ve yakardı, anneannem de kahvaltıyı sobanın yanındaki masaya hazırlardı. Dedem sobanın yanındaki koltukta otururken bir yandan ekmekleri kızartırdı ki onun tadı da kokusu da hala aklımda kalmıştır. Bir yandan da televizyondaki kovboy filmini izlerdi. O zamanlar Pazar sabahlarının vazgeçilmez filmleriydi. Ve o gülüşleri soframıza eşlik ederdi. Oda sıcak, ortam sıcak, muhabbet sıcacık ve samimi...
O anların hiç bitmemesini isterdim. Duygu yüklü anlar. Doya doya yaşasam da doyamadığım anlar...
Küçükten büyüğe herkesin eğlendiği, güldüğü mutlu bir Pazar Sabahı...
Birlikte, el birliği ile hazırlanan şahane bir Pazar Kahvaltısı...
Ah o kömür sobasının dili olsa da konuşsa... Her derde devadır aslında. Ondan büyük yardımcı mı olur. Evin hanımının en önemli yardımcısıdır. Çamaşırları kurutur. Çayınızdan sıcak suyunuza, yemekleri sıcak tutmaktan üzerine konan meyve kabuklarıyla odamızı mis gibi kokutmasına kadar birçok yardımı olmaz mıydı?
Hatırlıyorum da, akşam yemekten sonra anneannem, oturduğu yerde kestaneleri alırdı kucağına. Tek tek hiç üşenmeden onların üstlerini çizer dedeme uzatırdı. Dedem büyük bir zevkle onları sobanın üzerinde pişirirdi. Anneannem onları hemen soyardı, ama hiç elleri yanmazdı, üfleye üfleye sıcacık sıcacık yedirirdi bana. Canlarım benim..
Ama emektar sobamız bu kadar da kalmazdı, akşam yatmadan önce içlerine gömülen patateslerin tadı da başka bir güzel olurdu. Olsa da yesek...
Eğer sizin de yakınınızda hala soba yakan yada kuzunesi olan yakınınız varsa çok şanslısınız. Hemen kestaneninizi kapıp kapılarını çalın.
Benim içinde tadını çıkarmayı unutmayın ama :)
Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
26 Aralık 2015 Cumartesi
Buram Buram Tarih Kokusu
Merhaba Sevgili Ailem,
İşte bir Cumartesi daha... Günler su gibi akıp giderken yapılacak ne kadar çok işimiz olduğunu da fark ediyoruz. Alışveriş, büyükleri ziyaretler, yeni yıla hazırlık derken, koşuşturmaların arasında sosyal ve kültürel aktiviteleri ya unutuyor ya da belirsiz bir tarihe erteliyoruz.
Aslında bu aktiviteleri birer dinlenme imkanı olarak da düşünebiliriz. Sonuçta fazla yorulmadan, güzel ve yeni bilgiler öğrenerek geçireceğimiz hoşça vakitler...
Bu hafta böyle bir aktivite yapacaklar için şahane bir yer seçtim.
Hem buram buram tarih kokuyor hem uzman bir rehber eşliğinde bilgi edinip adeta o zamanlarda bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Ulaşımın kolay olduğu, çocuklarınızla da mutlaka gitmeniz gereken bir yer. Hatta çocuklarınızı birkaç kere götürmenizi tavsiye ederim ki akıllarında net olarak kalsın.
Evet her hafta farklı bir yeri tanıtmaya çalışıyorum, bu hafta da size "Karşıyaka Latife Hanım Anı Evi" ni anlatmaya çalışacağım.
Hemen hemen İzmir'de herkesin bildiği "Karşıyaka Latife Hanım Anı Evi" gezilmeye değer bir tarihi yapı. Şu an bahçesi açık- kapalı kafeterya olarak hizmet veren ve bir dönem tarihe tanıklık eden bu yeri biraz olsun tanımaya ne dersiniz?
Köşkü gezdiren değerli rehberimizin bize anlattıklarını sizinle paylaşıyorum...
Bu Köşk, Uşakizade Ailesi'nin yaptırdığı ve yazlık ev olarak kullandığı bir yapıdır. Bu ev bodrum katı dahil üç katlı olarak inşa edilmiştir. Çok geniş bir arazi üzerine kurulan bu ev, Karşıyaka tren istasyonunun arka tarafına denk gelerek ulaşımın da kolay olduğu bir bölgededir.
Ulu Önder Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, rahatsızlığı yüzünden doktorları tarafından İzmir'in kendisine iyi geleceği kanaatine vardılar. Atatürk, annesinin İzmir'de kalacağı bir ev arayışına başladı. Evlenmeyi düşündüğü Latife Hanım Karşıyaka'daki evlerinde Zübeyde Hanım'ın kalabileceğini söyledi ve ısrar etti. Hatta tüm evi O'nun rahat edebilmesi için tekrar düzenledi; evdeki tüm eşikleri kaldırarak tekerlekli sandalye ile kolay dolaşımını sağladı.
Zübeyde Hanım, trenle buraya geldiğinde Latife Hanım başta olmak üzere birçok kişi tarafından saygı ve sevgiyle karşılandı. Karşıyakalılar kendisini bağırlarına bastılar, çok memnun kalan Zübeyde Hanım gelen halkı trendeki vagonunda kabul etmiştir. Hatta Latife Hanım ile de tanışması bu şekilde olmuştur. Salih Bozok tarafından köşke yerleştirilen Zübeyde Hanım, çok sevdiği bu köşkde ve İzmir Karşıyaka'da çok uzun yaşayamamış, sağlığı buna müsaade etmemiştir.
Anıt Mezarı da isteği üzerine köşke yakın olan Bahariye Mahallesi'nde yaptırılmıştır.
Köşk, yıllar içinde Uşakizade Ailesi tarafından uzun bir süre dershaneye kiraya verilmiştir. Daha sonra satarak elden çıkarmıştır. Bu süre içinde çok bakımsız ve virane halini almış, içindeki dönemin birçok eşyası zarar görmüştür. Yıllar içerisinde değişik amaçla kullanılan ev, 2005 yılında Karşıyaka Belediyesi tarafından satın alınarak İzmir Valiliği ile ortak çalışması sonucu bugünkü görkemli haline getirilmiştir. Tabi sağduyulu halkımızın yardımlarını da anmadan geçemeyeceğim. O dönemin eşyalarından bağış yapanlar sayesinde orjinaline yakın hale getirilmiştir. Sevindirici bir nokta o döneme ait eşyaların hala kalabilmesidir. Köşkü gezerken, Atatürk'ün kullandığı eşyaları görebilmek harika bir duygu.
Zübeyde Hanım'ın kaldığı oda, anı odası olarak düzenlenmiştir. Odalarında her birinin, Atatürk'ün, Zübeyde Hanım'ın ve Latife Hanım'ın, bal mumundan heykellerini görmek mümkün. Öyle bir ustalıkla yapılmışlarki, sanki birer canlı adeta.. Odalarına girdiğinizde sizi karşılıyorlar gibi...
Prof. Dr Yılmaz Büyükerşen'in ellerine sağlık...
Ziyaretlerinizi kış ayları boyunca Pazartesi hariç 08:30-12:30 13:30-17:30 arasında yapabilirsiniz.
Rehber eşliğinde çocuklarınızla bu duygu yüklü anları yaşamanın ardından dilerseniz bahçesinde oturup çayınızı asırlık ağaçların altında içebilir ya da yemeğinizi yiyebilirsiniz. Hatta çocuklarınızın doğum gününü kutlama olanaklarını da Belediye sunuyor sizlere Değerli Ailem.
Çok yönlü olarak değerlendirebileceğiniz bu mekanı bir an önce ziyaret etmenizi dilerim.
Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
İşte bir Cumartesi daha... Günler su gibi akıp giderken yapılacak ne kadar çok işimiz olduğunu da fark ediyoruz. Alışveriş, büyükleri ziyaretler, yeni yıla hazırlık derken, koşuşturmaların arasında sosyal ve kültürel aktiviteleri ya unutuyor ya da belirsiz bir tarihe erteliyoruz.
Aslında bu aktiviteleri birer dinlenme imkanı olarak da düşünebiliriz. Sonuçta fazla yorulmadan, güzel ve yeni bilgiler öğrenerek geçireceğimiz hoşça vakitler...
Bu hafta böyle bir aktivite yapacaklar için şahane bir yer seçtim.
Hem buram buram tarih kokuyor hem uzman bir rehber eşliğinde bilgi edinip adeta o zamanlarda bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Ulaşımın kolay olduğu, çocuklarınızla da mutlaka gitmeniz gereken bir yer. Hatta çocuklarınızı birkaç kere götürmenizi tavsiye ederim ki akıllarında net olarak kalsın.
Evet her hafta farklı bir yeri tanıtmaya çalışıyorum, bu hafta da size "Karşıyaka Latife Hanım Anı Evi" ni anlatmaya çalışacağım.
Hemen hemen İzmir'de herkesin bildiği "Karşıyaka Latife Hanım Anı Evi" gezilmeye değer bir tarihi yapı. Şu an bahçesi açık- kapalı kafeterya olarak hizmet veren ve bir dönem tarihe tanıklık eden bu yeri biraz olsun tanımaya ne dersiniz?
Köşkü gezdiren değerli rehberimizin bize anlattıklarını sizinle paylaşıyorum...
Bu Köşk, Uşakizade Ailesi'nin yaptırdığı ve yazlık ev olarak kullandığı bir yapıdır. Bu ev bodrum katı dahil üç katlı olarak inşa edilmiştir. Çok geniş bir arazi üzerine kurulan bu ev, Karşıyaka tren istasyonunun arka tarafına denk gelerek ulaşımın da kolay olduğu bir bölgededir.
Ulu Önder Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım, rahatsızlığı yüzünden doktorları tarafından İzmir'in kendisine iyi geleceği kanaatine vardılar. Atatürk, annesinin İzmir'de kalacağı bir ev arayışına başladı. Evlenmeyi düşündüğü Latife Hanım Karşıyaka'daki evlerinde Zübeyde Hanım'ın kalabileceğini söyledi ve ısrar etti. Hatta tüm evi O'nun rahat edebilmesi için tekrar düzenledi; evdeki tüm eşikleri kaldırarak tekerlekli sandalye ile kolay dolaşımını sağladı.
Zübeyde Hanım, trenle buraya geldiğinde Latife Hanım başta olmak üzere birçok kişi tarafından saygı ve sevgiyle karşılandı. Karşıyakalılar kendisini bağırlarına bastılar, çok memnun kalan Zübeyde Hanım gelen halkı trendeki vagonunda kabul etmiştir. Hatta Latife Hanım ile de tanışması bu şekilde olmuştur. Salih Bozok tarafından köşke yerleştirilen Zübeyde Hanım, çok sevdiği bu köşkde ve İzmir Karşıyaka'da çok uzun yaşayamamış, sağlığı buna müsaade etmemiştir.
Anıt Mezarı da isteği üzerine köşke yakın olan Bahariye Mahallesi'nde yaptırılmıştır.
Köşk, yıllar içinde Uşakizade Ailesi tarafından uzun bir süre dershaneye kiraya verilmiştir. Daha sonra satarak elden çıkarmıştır. Bu süre içinde çok bakımsız ve virane halini almış, içindeki dönemin birçok eşyası zarar görmüştür. Yıllar içerisinde değişik amaçla kullanılan ev, 2005 yılında Karşıyaka Belediyesi tarafından satın alınarak İzmir Valiliği ile ortak çalışması sonucu bugünkü görkemli haline getirilmiştir. Tabi sağduyulu halkımızın yardımlarını da anmadan geçemeyeceğim. O dönemin eşyalarından bağış yapanlar sayesinde orjinaline yakın hale getirilmiştir. Sevindirici bir nokta o döneme ait eşyaların hala kalabilmesidir. Köşkü gezerken, Atatürk'ün kullandığı eşyaları görebilmek harika bir duygu.
Zübeyde Hanım'ın kaldığı oda, anı odası olarak düzenlenmiştir. Odalarında her birinin, Atatürk'ün, Zübeyde Hanım'ın ve Latife Hanım'ın, bal mumundan heykellerini görmek mümkün. Öyle bir ustalıkla yapılmışlarki, sanki birer canlı adeta.. Odalarına girdiğinizde sizi karşılıyorlar gibi...
Prof. Dr Yılmaz Büyükerşen'in ellerine sağlık...
Ziyaretlerinizi kış ayları boyunca Pazartesi hariç 08:30-12:30 13:30-17:30 arasında yapabilirsiniz.
Rehber eşliğinde çocuklarınızla bu duygu yüklü anları yaşamanın ardından dilerseniz bahçesinde oturup çayınızı asırlık ağaçların altında içebilir ya da yemeğinizi yiyebilirsiniz. Hatta çocuklarınızın doğum gününü kutlama olanaklarını da Belediye sunuyor sizlere Değerli Ailem.
Çok yönlü olarak değerlendirebileceğiniz bu mekanı bir an önce ziyaret etmenizi dilerim.
Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
24 Aralık 2015 Perşembe
Çocuk Olmanın Yaşı Yoktur!!!
Günaydın Sevgili Ailem,
Güzel bir Cuma geçirmenizi dilerim. Sıkıntılardan uzak, neşenin doruğa ulaştığı bir Cuma. İyi Cumalar... İçinizdeki çocuğun hiç solmaması, her zaman capcanlı, taptaze kalması dileğiyle musmutlu Cumalar...
Bazen kendimizi bir çocuk gibi düşünmek gerekir o tazeliği uzun süre yaşayabilmek için. Sonuçta biz de annelerimizin çocukları değil miyiz?
Mesela çocuğu olan bir adamın hala çizgi film izlemekten çok hoşlanması gibi. Yakınlarınızda vardır mutlaka, ama bunu pek dillendirmezler; sessiz sessiz yaparlar.Bu sayede de içlerindeki çocuğu unutmazlar, yaşatmaya devam ederler..
Pikniğe giden bir aile düşünün... Annenin iş yükü o kadar çokken bile ne yapar eder kızlarının atladığı ipte, bir bakarsınız atlamaya başlamıştır. Sonuçta içindeki çocuğu dinlemiştir.
Baba deseniz gözü top arar; "bir top gelse de bir yerden, hani rastgele de olsa, ne güzel olur!" diye. Yine içindeki çocuk cosmuştur.
Bazen öyle gülme krizlerimiz tutar ki, ne gözlerimizdeki yaşlara engel olabiliriz ne de kahkahalarımızı durdurma çabamıza... Çünkü içimizdeki çocuk daha da coşmak istemiştir.
Bunu bazı yayın evleri de düşünmüş olmalılar ki, yetişkinlerin de içindeki çocukları devam ettirmenin yollarını aramışlar ve bulmuşlar. Nasıl mı? Sıkı durun, söylüyorummmm...
Güzel bir Cuma geçirmenizi dilerim. Sıkıntılardan uzak, neşenin doruğa ulaştığı bir Cuma. İyi Cumalar... İçinizdeki çocuğun hiç solmaması, her zaman capcanlı, taptaze kalması dileğiyle musmutlu Cumalar...
Bazen kendimizi bir çocuk gibi düşünmek gerekir o tazeliği uzun süre yaşayabilmek için. Sonuçta biz de annelerimizin çocukları değil miyiz?
Mesela çocuğu olan bir adamın hala çizgi film izlemekten çok hoşlanması gibi. Yakınlarınızda vardır mutlaka, ama bunu pek dillendirmezler; sessiz sessiz yaparlar.Bu sayede de içlerindeki çocuğu unutmazlar, yaşatmaya devam ederler..
Pikniğe giden bir aile düşünün... Annenin iş yükü o kadar çokken bile ne yapar eder kızlarının atladığı ipte, bir bakarsınız atlamaya başlamıştır. Sonuçta içindeki çocuğu dinlemiştir.
Baba deseniz gözü top arar; "bir top gelse de bir yerden, hani rastgele de olsa, ne güzel olur!" diye. Yine içindeki çocuk cosmuştur.
Bazen öyle gülme krizlerimiz tutar ki, ne gözlerimizdeki yaşlara engel olabiliriz ne de kahkahalarımızı durdurma çabamıza... Çünkü içimizdeki çocuk daha da coşmak istemiştir.
Bunu bazı yayın evleri de düşünmüş olmalılar ki, yetişkinlerin de içindeki çocukları devam ettirmenin yollarını aramışlar ve bulmuşlar. Nasıl mı? Sıkı durun, söylüyorummmm...
Yetişkinler için boyama kitabı çıkartarak...
Birçok yayın evi bu konuda kolları sıvamış durumda. Kitapçılarda, kırtasiyelerde hatta nette de rahatlıkla bulabileceğiniz birer ürün haline gelmiştir. Tabi yetişkinlere göre dizayn edilmiş olmakla beraber bize bir nevi eski günlerimizi hatırlatırlar.
Bunlarda da çeşitli dizaynları bulmak mümkün. Fiyatları da uygun, hiç sorun yok o zaman başlamak için ne dersiniz?
Şunu da söylemeden edemeyeceğim:
Bu kitapların küçümsenmeyecek bazı faydaları da var. Yani sadece içimizdeki çocuğun yaşamasına yardımcı olmuyor, aynı zamanda bizi stresten uzak tutarak rahatlamamızı da sağlıyor.
Duygularınızı daha net hissedebilir, günlük koşuşturmaları bir kenara bırakarak etrafınızdakileri daha net hissedebilirsiniz.
Örneğin Mandala, pek çok kültürde evreni temsil etmektedir. Mandala çizmek ve boyamak, odaklanmayı sağlayarak nefes alıp vermeyi düzenler. Ve zihnimize hücum ederek olumsuz düşüncelerimizi kırar.
Zamanımız değerli, bu hobi de sizce "bir taşla birkaç kuş vurmak" gibi olmaz mı?
Akşam iş çıkışı bir kırtasiyeye giderek yada öğle tatili arasında internetten sipariş vererek alıp başlayalım boyamaya...
Yüzünüzdeki gülüşün, içinizdeki çocuğun hiç solmaması dileğiyle,
Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
23 Aralık 2015 Çarşamba
Ne Kadar Hizlisiniz?
Günaydin Sevgili Ailem,
Bugün isleyecegim konu özellikle ögrencilerimizi ilgilendiren bir konu. Malum sinav haftalari ...
Okul sinavlari, vizeler, finaller derken birde Mart ayinda baslayacak OSS maratonu...
Gerek sevgili ögrencilerimizin, gerekse siz degerli ebeveynlerimizin hassaslikla bu konuda bircok önlemi aldiginizi tahmin ediyorum. Belki gözardi edilmis olan yada belki hala bazi kesimlerin bilmeyebilecegi bir konu hakkinda sizleri haberdar etmek ve bilgilendirmek istiyorum. Sonucta hersey evlatlarimiz icin. Ayni zamanda bizim icinde gerekli olabilecek bir konu...
Uzülerek söylüyorum ki millet olarak okumayi fazla sevmiyoruz ve hep ezber üzerine gidiyoruz. Dolayisiyla da kalici bir bilgi olmuyor ögrendiklerimiz.
Ancak sinavlarda basarili olmak icin de uzun sorulari veya metinleri anlayarak okumak ve zamaninda cözebilmek önemli. Bu sadece Türkce ve Edebiyat dersi icin degil tüm dersler icin önem arz etmektedir.
Zamanla yarisan herkes icin önemli ve gerekli bir beceri ister anlayarak hizli okumak....
Sadece hizli okuma tekniklerini kullanarak üc kat daha hizli okumayi basarabilirsiniz. Bu da bir sinavi diger arkadaslarinizdan ortalama olarak üc kat daha önce bitirme yada bu kadar size ek zaman kazandirma hakkini verecektir.
Tabi burada bir hususu unutmamak gerekli. Hizli okumak, tek basina cok anlam ifade etmez. Yukarida da dedigim gibi anlayarak okumaktir önemli olan, kalici olan...
Su an ulkemizde yapilan arastirmalarda lise ve üniversite ögrencilerine yönelik yapilan arastirmalarda okuma ve anlama hizinin düsük oldugu saptanmistir. Günümüz cagina uygun olarak bu konunun ele alinmasi gerektigi egitimciler, psikologlar ve arastirmacilar tarafindan kabul edilmis ve calismalar hizlandirilmistir.
Anlayarak hizli okumanin yaninda, herseyin ayni hizda okunmayacagi, neyi hangi teknikle ne kadar hizli okunmasi gerektigine karar verebilme becerileri de edinilmelidir. Bu da ancak etkili ve anlayarak hizli okumak ile mümkündür.
Bu teknikleri ögrenen kisi, bunlari aliskanlik haline getirdiginde daha az yorulur, motivasyonu ve konsantrasyonu artar. Zamanini daha etkin kullanacagindan okuma kendisine zevk vermeye baslar.
Sinavlarda basarili olmak icin güzel bir yol. Bunun kurslari da mevcut. Dilerseniz sertifikali olarak da kurs bitirebilme imkaniniz var.
Degerlendirilebilecek güzel bir firsat derim. Bu büyük yarista, bir miktar fazla yol katetmek fena olmaz hani.....
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!!
Bugün isleyecegim konu özellikle ögrencilerimizi ilgilendiren bir konu. Malum sinav haftalari ...
Okul sinavlari, vizeler, finaller derken birde Mart ayinda baslayacak OSS maratonu...
Gerek sevgili ögrencilerimizin, gerekse siz degerli ebeveynlerimizin hassaslikla bu konuda bircok önlemi aldiginizi tahmin ediyorum. Belki gözardi edilmis olan yada belki hala bazi kesimlerin bilmeyebilecegi bir konu hakkinda sizleri haberdar etmek ve bilgilendirmek istiyorum. Sonucta hersey evlatlarimiz icin. Ayni zamanda bizim icinde gerekli olabilecek bir konu...
Uzülerek söylüyorum ki millet olarak okumayi fazla sevmiyoruz ve hep ezber üzerine gidiyoruz. Dolayisiyla da kalici bir bilgi olmuyor ögrendiklerimiz.
Ancak sinavlarda basarili olmak icin de uzun sorulari veya metinleri anlayarak okumak ve zamaninda cözebilmek önemli. Bu sadece Türkce ve Edebiyat dersi icin degil tüm dersler icin önem arz etmektedir.
Zamanla yarisan herkes icin önemli ve gerekli bir beceri ister anlayarak hizli okumak....
Sadece hizli okuma tekniklerini kullanarak üc kat daha hizli okumayi basarabilirsiniz. Bu da bir sinavi diger arkadaslarinizdan ortalama olarak üc kat daha önce bitirme yada bu kadar size ek zaman kazandirma hakkini verecektir.
Tabi burada bir hususu unutmamak gerekli. Hizli okumak, tek basina cok anlam ifade etmez. Yukarida da dedigim gibi anlayarak okumaktir önemli olan, kalici olan...
Su an ulkemizde yapilan arastirmalarda lise ve üniversite ögrencilerine yönelik yapilan arastirmalarda okuma ve anlama hizinin düsük oldugu saptanmistir. Günümüz cagina uygun olarak bu konunun ele alinmasi gerektigi egitimciler, psikologlar ve arastirmacilar tarafindan kabul edilmis ve calismalar hizlandirilmistir.
Anlayarak hizli okumanin yaninda, herseyin ayni hizda okunmayacagi, neyi hangi teknikle ne kadar hizli okunmasi gerektigine karar verebilme becerileri de edinilmelidir. Bu da ancak etkili ve anlayarak hizli okumak ile mümkündür.
Bu teknikleri ögrenen kisi, bunlari aliskanlik haline getirdiginde daha az yorulur, motivasyonu ve konsantrasyonu artar. Zamanini daha etkin kullanacagindan okuma kendisine zevk vermeye baslar.
Sinavlarda basarili olmak icin güzel bir yol. Bunun kurslari da mevcut. Dilerseniz sertifikali olarak da kurs bitirebilme imkaniniz var.
Degerlendirilebilecek güzel bir firsat derim. Bu büyük yarista, bir miktar fazla yol katetmek fena olmaz hani.....
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!!
22 Aralık 2015 Salı
"Of Bu Agrilarrrrr!!! Cok Yorgunum!!!" Diyorsaniz Kulak Verin!
Günaydin Sevgili Ailem,
Kis geldi, soguklar tam anlamiyla kendini göstermeye basladi. Aman kendinize dikkat edin, üsütmeyin. Islak saclarla yada iyi kurutulmamis saclarla sakin disari cikmayin. Gribal durumlarin yanisira bir de bel, boyun ve bas agrilarina sebep olmayin. Vücudunuzu düsünün, ona iyi davranin, iyi bakin. Sonra gün gelir sizden bunu hesabini sorar birer birer...
Her ihtimale karsi hazirlikli olmak da lazim. Gerekli olabilecek kremler, jeller yanimizda, evimizde, hatta isyerimizde bile olmali.
Sonucta coluk cocuk kullanabilecegimiz ürünler...
Evet bugün size kesinlikle tavsiye edecegin ürün gami, evde olmazsa olmazlardan....
Eminimki kullandiginizda cok memnun kalacaksiniz... Birazdan anlatacagim ürünler tamamen bitkisel olup herkesin kullanabilecegi ürünlerdir.
Size öncelikle "at kestanesi" hakkinda bilgi aktarmak istiyorum. Ve ricam lütfen bunlari elinizin altinda duracak bir yere not alin.
At Kestanesi, tarihcesine bakarsaniz aslinda Osmanli zamaninda Istanbul'da olan ve daha sonralari Avrupalilar tarafindan götürülerek orada yetistirilen sifali bir bitkidir.
Havayi temizleme özelliginin yanisira tip ve kozmetik alaninda da kullanilan bir super bir bitkidir.
Gerek tohumlari, yapraklari gerekse agacinin kabugu ve cicekleri yüzyillardir kullanilmaktadir. Bunun sayesinde bas agrilari, varisler, vücutta olusan sislikler gibi pek cok rahatsizliklarin tedavisinde kulanilmaktadir.
Bazilarimiz sürekli ayakta calisiyor yada cok yürümek zorunda kaliyoruz; böyle durumlarda hem yorgun düsüyor hem de ayaklarimiz, bacaklarimiz sismis, damarlarimiz genislemis oluyor. "Her dert gece baslar"i dogrularcasina tam dinlenmek isteyip de yattigimizda uyumak ne mümkün!!! Ah o kramplarrrrr.... Bizi cileden cikaran kramplar hele iki bacagimiza da girerse bize adeta öldüren o kramplar....
Hele hele evde yada iste calisirken ters hareketler sonucu sizim sizim sizlayan bel agrilarimiz, kol agrilarimiz, kas agrilarimiz....
Evet bu sorunlarin hepsini sadece üc cesit ürün ile cözebileceginizi söylesem size... Ve düzenli kullanimda sikayetlerinizin azalacagini ne dersiniz? Harika olmaz mi?
Hadi simdi de bu degerli ürünleri taniyalim:
Biberli Masaj Jeli :
Iceriginde Biberiye Ekstrati, Nane Yagi, Jojoba Yagi, Aci Biber Yagi, Zencefil Ozü, Isirgan Otu bulunmaktadir.
Cilde tazelik ve canlilik kazandirir.
Cildi yeniler ve ferahlik verir.
Cildi nemlendirir.
Kan dolasimini hizlandirmaya yardimci olur.
Kullanim Sekli : Oncelikle uygulanacak bölgenin ve ellerimizin temiz olmasi gerekmektedir. Masaj jelini dairesel hareketlerle cildinize sürün. Daha etkili sonuc almak icin masaj kesesi kullanabilirsiniz. Kendinizi cok yorgun hissetiginiz zamanlarda sabah aksam uygulamanizda fayda vardir.
At Kestanesi Masaj Jeli :
Iceriginde At Kestanesi, Sari Kantaron, Biberiye Ekstrati, Nane, Jojoba Yagi, Vitamin A ve E, Zencefil Ozü, Isirgan Otu ve Arnica Montana Cicegi bulunmaktadir.
Cilde tazelik ve canlilik kazandirir.
Kolajen üretimini ve cilt yapisinin iyilesmesini saglar.
Yorgunluk hissini azaltir, vücudunuzu rahatlatarak rahat uyumanizi saglar.
Hassas ciltlerin kullanimina uygundur.
Kullanim Sekli : Oncelikle uygulanacak bölgenin ve ellerimizin temiz olmasi gerekmektedir. Masaj jelini dairesel hareketlerle cildinize sürün. Daha etkili sonuc almak icin masaj kesesi kullanabilirsiniz. Kendinizi cok yorgun hissetiginiz zamanlarda sabah aksam uygulamanizda fayda vardir.
Cift Etkili At Kestanesi Masaj Jeli :
Iceriginde At Kestanesi, Sari Kantaron, Biberiye Ekstrati, Nane, Jojoba Yagi, Vitamin A ve E, Zencefil Ozü, Isirgan Otu ve Arnica Montana Cicegi bulunmaktadir.
2 Kat Sikilastirici
2 Kat Rahatlatici
2 Kat Besleyici
2 Kat Canlandirici etkiye sahiptir.
Hassas ciltlerin kullanimina uygundur.
Kullanim Sekli : Oncelikle uygulanacak bölgenin ve ellerimizin temiz olmasi gerekmektedir. Masaj jelini dairesel hareketlerle cildinize sürün. Daha etkili sonuc almak icin masaj kesesi kullanabilirsiniz. Kendinizi cok yorgun hissetiginiz zamanlarda sabah aksam uygulamanizda fayda vardir.
Ozellikle cift etkili masaj jelini mutlaka evinizde bulundurun. Burnunuz tikandiginda bugu yapabilir, burun deliklerinizi acmada kullanabilirsiniz. Soguk alginliginiz oldugunda, eskiden annelerimizin yaptigi gibi arka ve önümüze sürerek hem rahat uyumamizi saglar hem de rahatsizligi gecirmemize yardimci olur.
Boyun ve bel fitigi yada kasve bas agrilarinizda da yardimci birer jeldir.
Yarattigi soguk ve sicak etkisiyle sorunlu bölge üzerinde etkili olur.
Daha bircok özelligi olan bu ürünlerin sadece birkac yararindan bahsettim. Merak edenler bana yazsin. Almak isteyenler bana ulassin. Memnun kalacaginizdan eminim. Hatta kullanan tüm dostlarim yazsin paylassin ki bu süper ürünü bilmeyenler de ögrensinler!!
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Kis geldi, soguklar tam anlamiyla kendini göstermeye basladi. Aman kendinize dikkat edin, üsütmeyin. Islak saclarla yada iyi kurutulmamis saclarla sakin disari cikmayin. Gribal durumlarin yanisira bir de bel, boyun ve bas agrilarina sebep olmayin. Vücudunuzu düsünün, ona iyi davranin, iyi bakin. Sonra gün gelir sizden bunu hesabini sorar birer birer...
Her ihtimale karsi hazirlikli olmak da lazim. Gerekli olabilecek kremler, jeller yanimizda, evimizde, hatta isyerimizde bile olmali.
Sonucta coluk cocuk kullanabilecegimiz ürünler...
Evet bugün size kesinlikle tavsiye edecegin ürün gami, evde olmazsa olmazlardan....
Eminimki kullandiginizda cok memnun kalacaksiniz... Birazdan anlatacagim ürünler tamamen bitkisel olup herkesin kullanabilecegi ürünlerdir.
Size öncelikle "at kestanesi" hakkinda bilgi aktarmak istiyorum. Ve ricam lütfen bunlari elinizin altinda duracak bir yere not alin.
At Kestanesi, tarihcesine bakarsaniz aslinda Osmanli zamaninda Istanbul'da olan ve daha sonralari Avrupalilar tarafindan götürülerek orada yetistirilen sifali bir bitkidir.
Havayi temizleme özelliginin yanisira tip ve kozmetik alaninda da kullanilan bir super bir bitkidir.
Gerek tohumlari, yapraklari gerekse agacinin kabugu ve cicekleri yüzyillardir kullanilmaktadir. Bunun sayesinde bas agrilari, varisler, vücutta olusan sislikler gibi pek cok rahatsizliklarin tedavisinde kulanilmaktadir.
Bazilarimiz sürekli ayakta calisiyor yada cok yürümek zorunda kaliyoruz; böyle durumlarda hem yorgun düsüyor hem de ayaklarimiz, bacaklarimiz sismis, damarlarimiz genislemis oluyor. "Her dert gece baslar"i dogrularcasina tam dinlenmek isteyip de yattigimizda uyumak ne mümkün!!! Ah o kramplarrrrr.... Bizi cileden cikaran kramplar hele iki bacagimiza da girerse bize adeta öldüren o kramplar....
Hele hele evde yada iste calisirken ters hareketler sonucu sizim sizim sizlayan bel agrilarimiz, kol agrilarimiz, kas agrilarimiz....
Evet bu sorunlarin hepsini sadece üc cesit ürün ile cözebileceginizi söylesem size... Ve düzenli kullanimda sikayetlerinizin azalacagini ne dersiniz? Harika olmaz mi?
Hadi simdi de bu degerli ürünleri taniyalim:
Biberli Masaj Jeli :
Iceriginde Biberiye Ekstrati, Nane Yagi, Jojoba Yagi, Aci Biber Yagi, Zencefil Ozü, Isirgan Otu bulunmaktadir.
Cilde tazelik ve canlilik kazandirir.
Cildi yeniler ve ferahlik verir.
Cildi nemlendirir.
Kan dolasimini hizlandirmaya yardimci olur.
Kullanim Sekli : Oncelikle uygulanacak bölgenin ve ellerimizin temiz olmasi gerekmektedir. Masaj jelini dairesel hareketlerle cildinize sürün. Daha etkili sonuc almak icin masaj kesesi kullanabilirsiniz. Kendinizi cok yorgun hissetiginiz zamanlarda sabah aksam uygulamanizda fayda vardir.
At Kestanesi Masaj Jeli :
Iceriginde At Kestanesi, Sari Kantaron, Biberiye Ekstrati, Nane, Jojoba Yagi, Vitamin A ve E, Zencefil Ozü, Isirgan Otu ve Arnica Montana Cicegi bulunmaktadir.
Cilde tazelik ve canlilik kazandirir.
Kolajen üretimini ve cilt yapisinin iyilesmesini saglar.
Yorgunluk hissini azaltir, vücudunuzu rahatlatarak rahat uyumanizi saglar.
Hassas ciltlerin kullanimina uygundur.
Kullanim Sekli : Oncelikle uygulanacak bölgenin ve ellerimizin temiz olmasi gerekmektedir. Masaj jelini dairesel hareketlerle cildinize sürün. Daha etkili sonuc almak icin masaj kesesi kullanabilirsiniz. Kendinizi cok yorgun hissetiginiz zamanlarda sabah aksam uygulamanizda fayda vardir.
Cift Etkili At Kestanesi Masaj Jeli :
Iceriginde At Kestanesi, Sari Kantaron, Biberiye Ekstrati, Nane, Jojoba Yagi, Vitamin A ve E, Zencefil Ozü, Isirgan Otu ve Arnica Montana Cicegi bulunmaktadir.
2 Kat Sikilastirici
2 Kat Rahatlatici
2 Kat Besleyici
2 Kat Canlandirici etkiye sahiptir.
Hassas ciltlerin kullanimina uygundur.
Kullanim Sekli : Oncelikle uygulanacak bölgenin ve ellerimizin temiz olmasi gerekmektedir. Masaj jelini dairesel hareketlerle cildinize sürün. Daha etkili sonuc almak icin masaj kesesi kullanabilirsiniz. Kendinizi cok yorgun hissetiginiz zamanlarda sabah aksam uygulamanizda fayda vardir.
Ozellikle cift etkili masaj jelini mutlaka evinizde bulundurun. Burnunuz tikandiginda bugu yapabilir, burun deliklerinizi acmada kullanabilirsiniz. Soguk alginliginiz oldugunda, eskiden annelerimizin yaptigi gibi arka ve önümüze sürerek hem rahat uyumamizi saglar hem de rahatsizligi gecirmemize yardimci olur.
Boyun ve bel fitigi yada kasve bas agrilarinizda da yardimci birer jeldir.
Yarattigi soguk ve sicak etkisiyle sorunlu bölge üzerinde etkili olur.
Daha bircok özelligi olan bu ürünlerin sadece birkac yararindan bahsettim. Merak edenler bana yazsin. Almak isteyenler bana ulassin. Memnun kalacaginizdan eminim. Hatta kullanan tüm dostlarim yazsin paylassin ki bu süper ürünü bilmeyenler de ögrensinler!!
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Mutluluk
Günaydin Canim Ailem,
Kendini Seven ve Kendine Deger Veren Tüm Dostlarima Kocaman Bir Günaydin!!!!
Kendini seven ve kendine deger veren herkes dedim....
Evet bu cok önemli.. Herseyin özellikle "Mutlulugun" baslangic noktasi aslinda... Once kendinizi sevmesini ögrenmelisiniz...
Kendinize olan sevginiz, aslinda kalbinizi yansitan bir aynadir. Siz ona gülümserseniz o da size gülümser...
Kendinizle barisik olun... Hic bir zaman hic birsey dörtdörtlük olmaz; eksik yada yanlislar olacaktir.
Biliyor musunuz en acimasiz elestrileri insanlar kendilerine yaparlar.
Hepimiz zor zamanlar geciririz. Hepimiz mutlulugu bulmaya calisiriz.
Belki de dibe vurdugunuzu düsüneceginiz zamanlar olacaktir. Kendinizi caresiz hissettiginiz.... Ama kendinize bir firsat verin; cözümü var...
Sorunlarinizi sevdiginiz, sizi anlayan kisiyle konusabilir ya da bir uzmana gidebilirsiniz. Bu sizin sorunlarinizi bir seferde, hepsini ortadan kaldiracak degildir ancak sizi rahatlatir, dayanma gücü verir, kolay atlatmanizda etkili olur. Yeter ki deneyin...
Belki ilk seferde üstesinden gelemeyebilirsiniz, tekrar deneyin, tekrar tekrar deneyin....
Mutlaka benzer sorunlari yasamis olan bir kisi de karsiniza cikacaktir zaman icinde. Yasadiklarindan dolayi sizi daha iyi anlayacak birileri.... Ve bir zamanlar sizin gibi kendisini caresiz hisseden kisinin bundan nasil kurtuldugunu da görüp hayretle dinleyeceksiniz onu... "Ben yaptiysam sen de yapabilirsin!" diyecek size... Yardim elini uzatacak... Ve size güc verecek bu yasananlar, unutmayin.
Sonra siz de "cesaretlendirmenin gücüyle" aynisini baska kisilere yapip, kücük dokunuslarla onlarin hayatlarini kurtaracaksiniz. Basaracaksiniz eminim. Hem onlar hem de siz mutlu olacaksiniz....
Hatta sarilin.... Sarilmanin iyilestirici bir etkisi vardir. Bunu hissedersiniz. Belki de o anin hic bitmemesini dilersiniz.. Sarilin, kalbinizden gelen sevginin gücü ile sarilin....
Belki de bu degisimi ilk siz baslatabilirsiniz; "Siz nasil görmek istiyorsaniz onlari degistirin, degisimi siz baslatin." Tamamen size kalmis...
Herseyden vazgecmek yada devam etmek sizin tercihiniz..
Teslim olmak veya ayaga kalkip cabalamak...
Ayaga kalkip devam ederseniz, mutlulugu yakalayabilirsiniz. Isteyip de yapamayacaginiz hic birsey yoktur. Yeter ki isteyin... Once yapmayi sevdiginiz seyleri bulun ve yapin; bunun icin kalbinizin sesini dinleyin. O sizi dogru yönlendirir; cünkü o sizin aynanizdir, sizdir....
Mutluluk sizin hakkiniz...
Imkansiz diye bir sey yok, zor olabilir ama basarilabilirsiniz...
"Nick Vujicic bunu basardiysa siz niye basarmayasiniz?"
Bilmeyenler icin kisa bilgi vereyim:
Nick Vujicic, kollari ve bacaklari olmamasina ragmen, tek ayagiyla (kendi degimiyle pilic bagetiyle) yasama dört elle sarilmis bir kisidir.
Balik tutan, golf oynayan, top atan, yüzen, dislerini fircalayabilen, saclarini tarayabilen hayata bagli bir kisi Nick Vujicic...
Yasamayi, mutlu olmayi seven biri O!...
Hadi basarma sirasi sizde simdi... Icinizdeki Nick'i ortaya cikarin!
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Kendini Seven ve Kendine Deger Veren Tüm Dostlarima Kocaman Bir Günaydin!!!!
Kendini seven ve kendine deger veren herkes dedim....
Evet bu cok önemli.. Herseyin özellikle "Mutlulugun" baslangic noktasi aslinda... Once kendinizi sevmesini ögrenmelisiniz...
Kendinize olan sevginiz, aslinda kalbinizi yansitan bir aynadir. Siz ona gülümserseniz o da size gülümser...
Kendinizle barisik olun... Hic bir zaman hic birsey dörtdörtlük olmaz; eksik yada yanlislar olacaktir.
Biliyor musunuz en acimasiz elestrileri insanlar kendilerine yaparlar.
Hepimiz zor zamanlar geciririz. Hepimiz mutlulugu bulmaya calisiriz.
Belki de dibe vurdugunuzu düsüneceginiz zamanlar olacaktir. Kendinizi caresiz hissettiginiz.... Ama kendinize bir firsat verin; cözümü var...
Sorunlarinizi sevdiginiz, sizi anlayan kisiyle konusabilir ya da bir uzmana gidebilirsiniz. Bu sizin sorunlarinizi bir seferde, hepsini ortadan kaldiracak degildir ancak sizi rahatlatir, dayanma gücü verir, kolay atlatmanizda etkili olur. Yeter ki deneyin...
Belki ilk seferde üstesinden gelemeyebilirsiniz, tekrar deneyin, tekrar tekrar deneyin....
Mutlaka benzer sorunlari yasamis olan bir kisi de karsiniza cikacaktir zaman icinde. Yasadiklarindan dolayi sizi daha iyi anlayacak birileri.... Ve bir zamanlar sizin gibi kendisini caresiz hisseden kisinin bundan nasil kurtuldugunu da görüp hayretle dinleyeceksiniz onu... "Ben yaptiysam sen de yapabilirsin!" diyecek size... Yardim elini uzatacak... Ve size güc verecek bu yasananlar, unutmayin.
Sonra siz de "cesaretlendirmenin gücüyle" aynisini baska kisilere yapip, kücük dokunuslarla onlarin hayatlarini kurtaracaksiniz. Basaracaksiniz eminim. Hem onlar hem de siz mutlu olacaksiniz....
Hatta sarilin.... Sarilmanin iyilestirici bir etkisi vardir. Bunu hissedersiniz. Belki de o anin hic bitmemesini dilersiniz.. Sarilin, kalbinizden gelen sevginin gücü ile sarilin....
Belki de bu degisimi ilk siz baslatabilirsiniz; "Siz nasil görmek istiyorsaniz onlari degistirin, degisimi siz baslatin." Tamamen size kalmis...
Herseyden vazgecmek yada devam etmek sizin tercihiniz..
Teslim olmak veya ayaga kalkip cabalamak...
Ayaga kalkip devam ederseniz, mutlulugu yakalayabilirsiniz. Isteyip de yapamayacaginiz hic birsey yoktur. Yeter ki isteyin... Once yapmayi sevdiginiz seyleri bulun ve yapin; bunun icin kalbinizin sesini dinleyin. O sizi dogru yönlendirir; cünkü o sizin aynanizdir, sizdir....
Mutluluk sizin hakkiniz...
Imkansiz diye bir sey yok, zor olabilir ama basarilabilirsiniz...
"Nick Vujicic bunu basardiysa siz niye basarmayasiniz?"
Bilmeyenler icin kisa bilgi vereyim:
Nick Vujicic, kollari ve bacaklari olmamasina ragmen, tek ayagiyla (kendi degimiyle pilic bagetiyle) yasama dört elle sarilmis bir kisidir.
Balik tutan, golf oynayan, top atan, yüzen, dislerini fircalayabilen, saclarini tarayabilen hayata bagli bir kisi Nick Vujicic...
Yasamayi, mutlu olmayi seven biri O!...
Hadi basarma sirasi sizde simdi... Icinizdeki Nick'i ortaya cikarin!
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
21 Aralık 2015 Pazartesi
Hersey ZamanindaTüketilirse....
Günaydin, Günaydin, Günaydinnnnnn!!!
Basta Sevgili "Degerlisin Cünkü Ozelsin Ailem" Olmak Uzere Ulkemin Tüm Güzel Insanlari'na Sicacik Bir Günaydin!!!
Yeni bir Pazartesi gününe baslamis bulunuyoruz. Calisan Dostlarim'a iyi haftalar derken, tüm ögrencilerimize de basarili bir hafta gecirmelerini diliyorum. Sinav haftalarinda olduklari icin Allah her birinin yardimcisi olsun diyorum.
"Cocuklar aman dikkat!! Hasta olmamaya özen gösterin. Gerek giyiminizle gerekse alacaginiz ek takviyelerler. Ama en önemlisi de yediklerinize dikkat edin."
Aslinda bu söylediklerim hepimiz icin gecerli ancak onlarin yogun sinav yüzünden daha da koruma altina alinmalari gerekiyor...
Tabi biraz da biz ebeveynlere düsüyor bu görev.... Elinizden geldigince dikkat etmeye calisan duyarli insanlar oldugunuzu biliyorum.. Ama kücük gibi görünse de sonuclari büyük üzüntülere yol acabilen ve gözden kacirilan bir nokta var....
Basta Sevgili "Degerlisin Cünkü Ozelsin Ailem" Olmak Uzere Ulkemin Tüm Güzel Insanlari'na Sicacik Bir Günaydin!!!
Yeni bir Pazartesi gününe baslamis bulunuyoruz. Calisan Dostlarim'a iyi haftalar derken, tüm ögrencilerimize de basarili bir hafta gecirmelerini diliyorum. Sinav haftalarinda olduklari icin Allah her birinin yardimcisi olsun diyorum.
"Cocuklar aman dikkat!! Hasta olmamaya özen gösterin. Gerek giyiminizle gerekse alacaginiz ek takviyelerler. Ama en önemlisi de yediklerinize dikkat edin."
Aslinda bu söylediklerim hepimiz icin gecerli ancak onlarin yogun sinav yüzünden daha da koruma altina alinmalari gerekiyor...
Tabi biraz da biz ebeveynlere düsüyor bu görev.... Elinizden geldigince dikkat etmeye calisan duyarli insanlar oldugunuzu biliyorum.. Ama kücük gibi görünse de sonuclari büyük üzüntülere yol acabilen ve gözden kacirilan bir nokta var....
"Mevsiminde sebze ve meyve tüketmemek."
Doguracagi sonuclar bu dört kelime kadar basit degil.
Mevsiminde yetisen gidalari tüketmeliyiz cünkü, sindirim sistemimiz ve yapisinin bundan olumsuz etkilenmemesi icin.
Mevsiminde yetisen gidalari tüketmeliyiz cünkü, zamaninda yetisen sebze ve meyvelerdeki mineral ve vitaminin daha zengindir.
Mevsiminde yetisen gidalari tüketmeliyiz cünkü, zamaninda yetisen sebze ve meyveler bagisiklik sistemimizi kuvvetlendirir.
Mevsiminde yetisen gidalari tüketmeliyiz cünkü, zamaninda yetisen sebze ve meyvelerin fiyatlari da daha uygun olmaktadir.
Mevsiminde yetisen gidalari tüketmeliyiz cünkü, zamaninda yetisen sebze ve meyveler bizi bircok hastaliga karsi da korur.
Ornegin su an kis ayindayiz. Soguk alginligi, grip burnumuzun dibinde. Ozellikle su aralar kis artik kendini iyice hissettirmeye baslamisken kendimizi "mevsimine uygun sebze ve meyve tüketerek" korumaliyiz. Cünkü kis aylarinda yetisen gercek kis sebze ve meyveleri, bol köklü ve mineral ve vitamini zengin ürünler oluyor. Köklü sebzeler iyi pisirilmesi gerekir; hazimsizlik yapabilir. Kereviz, havuc, patates, salgam, pancar gibi.
Yesil yaprakli olan kis sebze ve meyveleri ise az pisirilmelidir. Ispanak, hindiba.
Toprak üstünde yetisen kis sebzeleri de az pisirilmelidir yoksa tadi bozulur. Brokoli, karnibahar, pirasa, lahana, brüksel lahanasi, enginar.
Kis aylarinda tüketilmesi gereken meyveler ise cogunlukla C vitamini bol olan meyvelerdir. Hastalanmayi engellemek icin. Portokal, mandalina, ayva, nar, elma, kivi gibi.
Bu arada havuc, mor lahana gibi kis sebzeleri cig olarak tüketilmeli ve mümkün oldugunca kalin dogranmalidir, vitamini icinde kalmasi acisindan.
Size bir önerim olacak :
Mümkünse sebze ve meyvelerimizi pazardan ve özellikle de köylülerden alalim. GDO' suz olmasi veya zararli tarim ilaclarinin kullanilmamasi ve suni gübresiz olmasi cok önemli.
Kendinizin ve sevdiklerinizin sagliklari icin harekete gecme zamani...
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
19 Aralık 2015 Cumartesi
Haydi Sinemaya!!!!
Merhaba Sevgili Ailem,
Harika bir hafta sonu gecirmeniz en büyük dilegim.
Aralik ayini yariladigimiz bu günlerde kis biraz daha yüzünü göstermeye basladi. Havalar daha da sogudu, disari cikmak bile icinizden gelmiyor olabilir. Ama yine de sagliginiz icin, temiz hava almak icin disari cikmalisiniz.
Cok fazla acikta dolasmayin bence... Kendinizi üsütmeden, icinizi isitacak bir yere , mesela sinemaya gidebilirsiniz... Eglenceli olmaz mi?
Hem iyi vakit gecirmis olursunuz hem de vizyona giren filmleri görmüs olursunuz. Eglencenin doruguna ulasirsiniz. Tek yapmaniz gereken sey, izlemekten zevk alacaginiz bir filmi secmek o kadar.
Sirasi gelmisken, sinemanin baslangicta deney yada basit eglence olarak görüldügünü biliyor muydunuz?
Baslangicta durum böyle olsa da, gelinen nokta muhtesem....
Hizla artan ilgi karsisinda genis salonlarda, genis kitlelere karsi hitap etmeye baslayan sinema, 20. yy'da yaygin bir eglence araci olmus ve bir sanayi dali durumuna gelmistir.
Günümüzde de cok daha ilerleyerek, filmler gösterisli sinema salonlarda sergilenmeye baslamistir.
Gelisen ve degisen teknolojiye ayak uyduran sinema, gerek yarismalar, gerekse festivaller kapsaminda daha da kendini ön plana cikarmistir.
Ozellikle son dönemlerde genc nesiller dikkate alinarak filmler yapilmis ve günümüz gencleri ve kendini genc hissedenler sinemaya hosca vakit gecirmek, kopmak kisacasi sorunlardan bir nebze olsun uzaklasmak icin gitmeye baslamistir.
Basarili filmlerin sayisi gün be gün artmaya baslamis, cok kaliteli filmlere imza atilmistir. Hatta hatta bazi filmler o kadar basarili olmustur ki, vizyonda en uzun kalan, en cok ciro yapan filmler üst üste rekorlar kirmisdir. Bu da daha fazla ve daha iyi sinema salonlarinin acilmasina sebep olmustur. Sonucta " arz-talep meselesi"...
Ve gururla söyleyecegimiz bir nokta da son yillarda Türk Sinemasinin cok cok basarili filmlere imza atmasi; hem Türkiye'nin hem de Türk Sinemasi'nin adini duyurmasidir.
Söyle sinemalarin salon sayilarina ve oynatilan filmlere, hatta kac salonda oynatildiklarina bakarsaniz Türk filmlerinin sayisi hic de kücümsenmeyecek kadar cok... Her biri dalinda basarili filmler...
Simdi sira sizde... Ister macera, ister komedi, ister aksiyon, ister drama isterseniz de korku yada animasyon.... Hangisini isterseniz hepsini bir yerde bulabileceginiz bircok sinema salonlarimiz var.
Karsiyaka, Mavisehir, Cigli, Bayrakli, Bornova, Alsancak, Konak, Mersinli, Balcova, Gaziemir, Tire, Torbali, Cesme, Bergama.....
Istanbul, Ankara, Bursa, Eskisehir, Bolu.....
Uyanin! Duymayan kalmasin! Her neredeyseniz simdi sinemaya gitme zamani....
Iyi seyirler derken,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Harika bir hafta sonu gecirmeniz en büyük dilegim.
Aralik ayini yariladigimiz bu günlerde kis biraz daha yüzünü göstermeye basladi. Havalar daha da sogudu, disari cikmak bile icinizden gelmiyor olabilir. Ama yine de sagliginiz icin, temiz hava almak icin disari cikmalisiniz.
Cok fazla acikta dolasmayin bence... Kendinizi üsütmeden, icinizi isitacak bir yere , mesela sinemaya gidebilirsiniz... Eglenceli olmaz mi?
Hem iyi vakit gecirmis olursunuz hem de vizyona giren filmleri görmüs olursunuz. Eglencenin doruguna ulasirsiniz. Tek yapmaniz gereken sey, izlemekten zevk alacaginiz bir filmi secmek o kadar.
Sirasi gelmisken, sinemanin baslangicta deney yada basit eglence olarak görüldügünü biliyor muydunuz?
Baslangicta durum böyle olsa da, gelinen nokta muhtesem....
Hizla artan ilgi karsisinda genis salonlarda, genis kitlelere karsi hitap etmeye baslayan sinema, 20. yy'da yaygin bir eglence araci olmus ve bir sanayi dali durumuna gelmistir.
Günümüzde de cok daha ilerleyerek, filmler gösterisli sinema salonlarda sergilenmeye baslamistir.
Gelisen ve degisen teknolojiye ayak uyduran sinema, gerek yarismalar, gerekse festivaller kapsaminda daha da kendini ön plana cikarmistir.
Ozellikle son dönemlerde genc nesiller dikkate alinarak filmler yapilmis ve günümüz gencleri ve kendini genc hissedenler sinemaya hosca vakit gecirmek, kopmak kisacasi sorunlardan bir nebze olsun uzaklasmak icin gitmeye baslamistir.
Basarili filmlerin sayisi gün be gün artmaya baslamis, cok kaliteli filmlere imza atilmistir. Hatta hatta bazi filmler o kadar basarili olmustur ki, vizyonda en uzun kalan, en cok ciro yapan filmler üst üste rekorlar kirmisdir. Bu da daha fazla ve daha iyi sinema salonlarinin acilmasina sebep olmustur. Sonucta " arz-talep meselesi"...
Ve gururla söyleyecegimiz bir nokta da son yillarda Türk Sinemasinin cok cok basarili filmlere imza atmasi; hem Türkiye'nin hem de Türk Sinemasi'nin adini duyurmasidir.
Söyle sinemalarin salon sayilarina ve oynatilan filmlere, hatta kac salonda oynatildiklarina bakarsaniz Türk filmlerinin sayisi hic de kücümsenmeyecek kadar cok... Her biri dalinda basarili filmler...
Simdi sira sizde... Ister macera, ister komedi, ister aksiyon, ister drama isterseniz de korku yada animasyon.... Hangisini isterseniz hepsini bir yerde bulabileceginiz bircok sinema salonlarimiz var.
Karsiyaka, Mavisehir, Cigli, Bayrakli, Bornova, Alsancak, Konak, Mersinli, Balcova, Gaziemir, Tire, Torbali, Cesme, Bergama.....
Istanbul, Ankara, Bursa, Eskisehir, Bolu.....
Uyanin! Duymayan kalmasin! Her neredeyseniz simdi sinemaya gitme zamani....
Iyi seyirler derken,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
18 Aralık 2015 Cuma
Kuş Gibi Hafiflemek İster Misiniz?
Günaydin Sevgili Dostlarim,
Güzel Bir Cumartesi Gününden Herkese Kocaman Bir Merhaba,
Güzel geçecek bir hafta sonunun ilk saatlerini yasamaya başladiğiniz bugün sizinle birlikte söyle ilginç bir tura çıkalım mi? Ne dersiniz?
Aslında kültürümüzde olan, ancak günümüzde eskisi kadar rağbet görmese de bilinen bir dinlence bu.
Bir yandan dinlenirken bir yandan da arınsanız mesela...
Hatta neşeli anlar da yaşayabileceğiniz, anılarınıza bir yenisi ekleyeceğiniz bir rahatlama olsa...
Çıkışta kendinizi kus misali hafiflemiş hissetseniz...
Bu yumuşacık cildin size ait olduğunu görseniz...
Cildiniz daha canlı ve ölü hücrelerden arınmış olsa...
Banko....... Tahminleriniz doğru... Hamamlarımız....
Buram buram tarih kokan hamamlardan tutun, son derece lüks olan hamamlara kadar cesitleri olan Türk Hamamlarımız...
Hamamin Tarihcesine kisaca deginecek olursak; Türkler, Müslümanligin sarti olan temizlik anlayisini özellikle Malazgirt Savasi'ndan sonra Anadolu'ya tasimislardir. Türk Hamam Mimarisi öncelikle Selcuklu Dönemi'nde ortaya cikmis ve Osmanli devrinde bircok hamam yapilmistir.
Hamamlarimiz, asirlarca Osmanli ve Türk kültürünün en önemli ve en renkli ögelerinden biri olarak varliklarini sürdürmüslerdir.
Bugün gelinen noktaya bakilirsa, sayilari gitgide azalmistir. Yine de devam eden bu kültürün müdaimlari azimsanmayacak kadar vardir. Yeni nesilin de yavas yavas ilgi göstermeye basladigini düsünecek olursak sevindirici bir haber...
Yabancilarin da ilgi göstermeleri harika... Ulkemizi ziyaretlerinde bu nostaljik havanin esintisini yasamak icin mutlaka ugruyorlar.
Gecmisimize, geleneklerimize ve bizi biz yapan kültürümüze sahip cikmamiz gerekir. Bizden sonraki, daha sonraki kusaklar da bunu yasasin, yasatabilsin.
Sadece Izmir'de su an calisan 11 tanesi tarihi özellik iceren 45 civari hamam bulunmaktadir. Otel hamamlari bunun disindadir.
Maalesef üzülerek söylemek gerekir ki belki bir bu sayi kadar harap halde olan yada amaclari disinda kullanilan hamamlarimiz da vardir.
Izmir'imizin neresinde yasiyorsak gidebilecegimiz iyi bir hamam var. Bu hafta sonu hamama bir kacamak yapmaya ne dersiniz dostlarim?
Hadi bakalim dostlarim, Karsiyaka, Konak, Güzelbahce, Karabaglar, Buca, Foca, Seferihisar, Bergama.... Hadi kalkinsimdi keyif zamani :))
Kücümsenmeyecek bir tarihimiz varken, bunlar da tarihimizin birer parcasi iken degerini bilmeli ve korumaliyiz. Onlari ayakta tutabilmek icin destek olmaliyiz. Bu desteklerimiz, oradaki güzel ve temiz hizmetlerden yararlanarak olmasi yeterli.
Karsiligini fazlasiyla alacagimiz, tertemiz bir Cumartesi diliyorum sizlere,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Güzel Bir Cumartesi Gününden Herkese Kocaman Bir Merhaba,
Güzel geçecek bir hafta sonunun ilk saatlerini yasamaya başladiğiniz bugün sizinle birlikte söyle ilginç bir tura çıkalım mi? Ne dersiniz?
Aslında kültürümüzde olan, ancak günümüzde eskisi kadar rağbet görmese de bilinen bir dinlence bu.
Bir yandan dinlenirken bir yandan da arınsanız mesela...
Hatta neşeli anlar da yaşayabileceğiniz, anılarınıza bir yenisi ekleyeceğiniz bir rahatlama olsa...
Çıkışta kendinizi kus misali hafiflemiş hissetseniz...
Bu yumuşacık cildin size ait olduğunu görseniz...
Cildiniz daha canlı ve ölü hücrelerden arınmış olsa...
Banko....... Tahminleriniz doğru... Hamamlarımız....
Buram buram tarih kokan hamamlardan tutun, son derece lüks olan hamamlara kadar cesitleri olan Türk Hamamlarımız...
Hamamin Tarihcesine kisaca deginecek olursak; Türkler, Müslümanligin sarti olan temizlik anlayisini özellikle Malazgirt Savasi'ndan sonra Anadolu'ya tasimislardir. Türk Hamam Mimarisi öncelikle Selcuklu Dönemi'nde ortaya cikmis ve Osmanli devrinde bircok hamam yapilmistir.
Hamamlarimiz, asirlarca Osmanli ve Türk kültürünün en önemli ve en renkli ögelerinden biri olarak varliklarini sürdürmüslerdir.
Bugün gelinen noktaya bakilirsa, sayilari gitgide azalmistir. Yine de devam eden bu kültürün müdaimlari azimsanmayacak kadar vardir. Yeni nesilin de yavas yavas ilgi göstermeye basladigini düsünecek olursak sevindirici bir haber...
Yabancilarin da ilgi göstermeleri harika... Ulkemizi ziyaretlerinde bu nostaljik havanin esintisini yasamak icin mutlaka ugruyorlar.
Gecmisimize, geleneklerimize ve bizi biz yapan kültürümüze sahip cikmamiz gerekir. Bizden sonraki, daha sonraki kusaklar da bunu yasasin, yasatabilsin.
Sadece Izmir'de su an calisan 11 tanesi tarihi özellik iceren 45 civari hamam bulunmaktadir. Otel hamamlari bunun disindadir.
Maalesef üzülerek söylemek gerekir ki belki bir bu sayi kadar harap halde olan yada amaclari disinda kullanilan hamamlarimiz da vardir.
Izmir'imizin neresinde yasiyorsak gidebilecegimiz iyi bir hamam var. Bu hafta sonu hamama bir kacamak yapmaya ne dersiniz dostlarim?
Hadi bakalim dostlarim, Karsiyaka, Konak, Güzelbahce, Karabaglar, Buca, Foca, Seferihisar, Bergama.... Hadi kalkinsimdi keyif zamani :))
Kücümsenmeyecek bir tarihimiz varken, bunlar da tarihimizin birer parcasi iken degerini bilmeli ve korumaliyiz. Onlari ayakta tutabilmek icin destek olmaliyiz. Bu desteklerimiz, oradaki güzel ve temiz hizmetlerden yararlanarak olmasi yeterli.
Karsiligini fazlasiyla alacagimiz, tertemiz bir Cumartesi diliyorum sizlere,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
17 Aralık 2015 Perşembe
Yilbasinda Sevdiklerinize Ozel Bir Hediye Almaya Ne Dersiniz?
Merhaba Sevgili Ailem,
Cuma gününüzün cok neseli, bol bereketli ve hos sürprizlerle gecmesini dilerim.
Malum önümüz yilbasi.... Belki evde belki disarda, belki esinizle basbasa belki ailenizle ya da sevdiklerinizle kutlayacaginiz bir yilbasi yaklasiyor...
Nerede kutlanacaginin, ne giyileceginin yanisira önemli bir nokta da ne hediye alinacagi oluyor.
Erkeklere hediye almak cok zor olmaz genelde, cünkü onlarin istedikleri bellidir, ya da kadinlar kadar secenekler arasindan tercih yapmak durumunda kalmazlar...
Ama her seferinde de ayni türden hediye almak, hediye etmek istemiyorsaniz....
Daha ilginc ama ilginc oldugu kadar da zevkli....
Kullanimi kolay...
Cebimizi yakmayacak...
Begeneceginiz bircok dizayni olan...
Ister spor isterseniz günlük kullanimda tercih edebileceginiz secenekleri olan ...
Kiyafetinizi tamamlayici nitelikte olan
Sadece ve sadece elde imal edilen ürünlere ne dersiniz?
Cantalar..... Keceden ya da kumastan yapilmis, degisik tasarimlara sahip ve en güzeli de herseyin elde yapildigi 100% el emegi olan cantalar...
Hatta cantaniz ile kombin yapabileceginiz harika cep telefon kiliflarinin da olabilecegi cesitler....
Bir kadinsaniz, mutlaka dolabinizda bulunmasi gereken olmazsa olmaz'lardandir cantalar...
Yazimi okuyan beylere de burdan seslenmek istiyorum:
"Iste siz de sevdiginize rahatlikla alabileceginiz güzel bir hediye secenekleri. Alisila gelmislikten uzak, ama kullanildikca hatirlanacak ve sevdiginizin uzun süreler severek kullanabilecegi bir hediye..."
Bunlari evde de yapmak isteyenler olacaktir. Böyle bir yeteneginiz varsa degerlendirin ama zamaniniz yoksa ya da kendinize bu konuda güvenmiyorsaniz birer tane hemen alin derim. Pisman olmayacaksiniz.
Eminim ki bircok bayan hediye olarak aldigi cantayi, vermeye kiyamayacak "benim de yok bu benim olsun" diyecektir. O zaman iki tane birden alin ki biri sizin olsun sonra zor durumda kalmayin :))
Size birkac örnegini verdigim cantalarin, kiliflarin cesitleri cok.. Yeter ki isteyin. Bana ulasin..
Sorulariniz, istekleriniz , ne olursa iletin...
Kendini Degerli hissetmek, hissettirmek herkesin hakkidir. Lütfen bunu sakin unutmayin.
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Cuma gününüzün cok neseli, bol bereketli ve hos sürprizlerle gecmesini dilerim.
Malum önümüz yilbasi.... Belki evde belki disarda, belki esinizle basbasa belki ailenizle ya da sevdiklerinizle kutlayacaginiz bir yilbasi yaklasiyor...
Nerede kutlanacaginin, ne giyileceginin yanisira önemli bir nokta da ne hediye alinacagi oluyor.
Erkeklere hediye almak cok zor olmaz genelde, cünkü onlarin istedikleri bellidir, ya da kadinlar kadar secenekler arasindan tercih yapmak durumunda kalmazlar...
Ama her seferinde de ayni türden hediye almak, hediye etmek istemiyorsaniz....
Daha ilginc ama ilginc oldugu kadar da zevkli....
Kullanimi kolay...
Cebimizi yakmayacak...
Begeneceginiz bircok dizayni olan...
Ister spor isterseniz günlük kullanimda tercih edebileceginiz secenekleri olan ...
Kiyafetinizi tamamlayici nitelikte olan
Sadece ve sadece elde imal edilen ürünlere ne dersiniz?
Cantalar..... Keceden ya da kumastan yapilmis, degisik tasarimlara sahip ve en güzeli de herseyin elde yapildigi 100% el emegi olan cantalar...
Hatta cantaniz ile kombin yapabileceginiz harika cep telefon kiliflarinin da olabilecegi cesitler....
Bir kadinsaniz, mutlaka dolabinizda bulunmasi gereken olmazsa olmaz'lardandir cantalar...
Yazimi okuyan beylere de burdan seslenmek istiyorum:
"Iste siz de sevdiginize rahatlikla alabileceginiz güzel bir hediye secenekleri. Alisila gelmislikten uzak, ama kullanildikca hatirlanacak ve sevdiginizin uzun süreler severek kullanabilecegi bir hediye..."
Bunlari evde de yapmak isteyenler olacaktir. Böyle bir yeteneginiz varsa degerlendirin ama zamaniniz yoksa ya da kendinize bu konuda güvenmiyorsaniz birer tane hemen alin derim. Pisman olmayacaksiniz.
Eminim ki bircok bayan hediye olarak aldigi cantayi, vermeye kiyamayacak "benim de yok bu benim olsun" diyecektir. O zaman iki tane birden alin ki biri sizin olsun sonra zor durumda kalmayin :))
Size birkac örnegini verdigim cantalarin, kiliflarin cesitleri cok.. Yeter ki isteyin. Bana ulasin..
Sorulariniz, istekleriniz , ne olursa iletin...
Kendini Degerli hissetmek, hissettirmek herkesin hakkidir. Lütfen bunu sakin unutmayin.
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Haydi Hamsi Sölenine!
Günaydin Canim Ailem,
Güzel bir Aralik gününü daha yasiyoruz. Her Persembe sizlere ülkemizin cesitli yerlerinde düzenlenen festivaller, sölenler ve ilginc aktivitelerle ilgili bilgi vermeye calisiyorum.
Bu tür etkinlikler bize degisik kültürleri tanimamizi, farkli yasamlari ögrenmemizi saglarken, bir yandan da bizim sosyal kalmamiza yardimci oluyor.
Ustelik bunlari yaparken ilgili kurumlarin maliyeti düsük tutarak gerceklesmesini saglamalari da ayri bir güzellik..
Tabi buna iki yönden bakmak lazim. Uretici olarak katilan bir kesim ve tüketici olarak katilacak diger bir kesim var. Her ikisinin ortak özelligi, kazanmak....
Kimi para kazanirken kimi de aldigi hizmet karsiliginda bilgi ve sosyallik kazanacak...
Uretici tarafindan kisa bir bakis yapacak olursak, kendi imal ettigi yada pazarladigi ürün ve hizmetleri yeni alicilarla tanistirmanin en ucuz ve en uygun yolunu bulacaklar ve karsiligini fazlasiyla alma sanslari olacak.
Onlar icin belirlenen tarihlerde basvurmalari ve gerekli kosullari gerceklestirmeleri yeterli.
Tüketici tarafindan bakacak olursak da, kendilerine sunulan bu hizmetleri gözlemlemenin ve almanin en ucuz ve en kolay yolunu kesfetmis olacaklar. Ufkun biraz daha acildigi bir hayata dogru yol almaya baslayacaklar.
Ve bir sonraki etkinligi dört gözle bekleyecekler... Yakinlarimdan da cok iyi bildigim gibi, bir önceki yilda yaptiklarini anlatirken gelecek yil da yapmayi planladiklari projelerden bahsedecekler. Tabi ki memnun kalinan herseyde oldugu gibi bunda da memnuniyetten ötürü yapacaklar.
Bu sefer ki sölen, Izmir'imizin güzel Ilcesinde Karsiyaka'da, Bostanli semtinde...
18-21 Aralik tarihleri arasinda Bostanli Pazar Yeri'nde gerceklestirilecek olan "8. Hamsi Söleni"...
Sölende acilacak stantlarla Karadeniz kültürü tanitilacak.
Karsiyaka Belediyesi, Karadeniz Dernekleri Konfederasyonu isbirligi ile 8. Hamsi Sölenini düzenleyecek.
Dört gün sürecek olan sölende hamsi dagitiminin yani sira Karadeniz yöresel ürünleri ve lezzetleri de yer alacak. Karadeniz türküleri ve horonlari ile senlik devam edecek.
"Sölenin amaci, farkli kültürleri icinde barindiran ülkemizde birlik, beraberlik ve baris icinde yasamaya yardimci olmak. Bunun en güzel örnegini de Izmir'de görmek mümkün...Dilegimiz, istegimiz Her yer Izmir gibi olsun ki refah icinde olalim." diyen Karadeniz Konfederasyonu Baskani, herkesi sölene davet etti.
Tek vesaitle gidilip gelinebilecek olan bir noktada olmasi da ayri kolaylik. Sadece Izmir degil cevre illerden de katilimin olacagini düsünürsek biz Izmirlilerin öncülük yapmasi gerekir...
18 Aralik'ta 8. Hamsi Söleni'nde görüsmek üzere,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Güzel bir Aralik gününü daha yasiyoruz. Her Persembe sizlere ülkemizin cesitli yerlerinde düzenlenen festivaller, sölenler ve ilginc aktivitelerle ilgili bilgi vermeye calisiyorum.
Bu tür etkinlikler bize degisik kültürleri tanimamizi, farkli yasamlari ögrenmemizi saglarken, bir yandan da bizim sosyal kalmamiza yardimci oluyor.
Ustelik bunlari yaparken ilgili kurumlarin maliyeti düsük tutarak gerceklesmesini saglamalari da ayri bir güzellik..
Tabi buna iki yönden bakmak lazim. Uretici olarak katilan bir kesim ve tüketici olarak katilacak diger bir kesim var. Her ikisinin ortak özelligi, kazanmak....
Kimi para kazanirken kimi de aldigi hizmet karsiliginda bilgi ve sosyallik kazanacak...
Uretici tarafindan kisa bir bakis yapacak olursak, kendi imal ettigi yada pazarladigi ürün ve hizmetleri yeni alicilarla tanistirmanin en ucuz ve en uygun yolunu bulacaklar ve karsiligini fazlasiyla alma sanslari olacak.
Onlar icin belirlenen tarihlerde basvurmalari ve gerekli kosullari gerceklestirmeleri yeterli.
Tüketici tarafindan bakacak olursak da, kendilerine sunulan bu hizmetleri gözlemlemenin ve almanin en ucuz ve en kolay yolunu kesfetmis olacaklar. Ufkun biraz daha acildigi bir hayata dogru yol almaya baslayacaklar.
Ve bir sonraki etkinligi dört gözle bekleyecekler... Yakinlarimdan da cok iyi bildigim gibi, bir önceki yilda yaptiklarini anlatirken gelecek yil da yapmayi planladiklari projelerden bahsedecekler. Tabi ki memnun kalinan herseyde oldugu gibi bunda da memnuniyetten ötürü yapacaklar.
Bu sefer ki sölen, Izmir'imizin güzel Ilcesinde Karsiyaka'da, Bostanli semtinde...
18-21 Aralik tarihleri arasinda Bostanli Pazar Yeri'nde gerceklestirilecek olan "8. Hamsi Söleni"...
Sölende acilacak stantlarla Karadeniz kültürü tanitilacak.
Karsiyaka Belediyesi, Karadeniz Dernekleri Konfederasyonu isbirligi ile 8. Hamsi Sölenini düzenleyecek.
Dört gün sürecek olan sölende hamsi dagitiminin yani sira Karadeniz yöresel ürünleri ve lezzetleri de yer alacak. Karadeniz türküleri ve horonlari ile senlik devam edecek.
"Sölenin amaci, farkli kültürleri icinde barindiran ülkemizde birlik, beraberlik ve baris icinde yasamaya yardimci olmak. Bunun en güzel örnegini de Izmir'de görmek mümkün...Dilegimiz, istegimiz Her yer Izmir gibi olsun ki refah icinde olalim." diyen Karadeniz Konfederasyonu Baskani, herkesi sölene davet etti.
Tek vesaitle gidilip gelinebilecek olan bir noktada olmasi da ayri kolaylik. Sadece Izmir degil cevre illerden de katilimin olacagini düsünürsek biz Izmirlilerin öncülük yapmasi gerekir...
18 Aralik'ta 8. Hamsi Söleni'nde görüsmek üzere,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
16 Aralık 2015 Çarşamba
Dünyanin En Narin Ciltleri Icin!!!
Günaydin Degerlisin Cünkü Ozelsin Ailem,
Ve Bir Günaydin da Dünyanin En Narin En Hassas Ciltlerine Sahip Olan Bebeklerimize Gelsin!
Bu haftaki saglikla ilgili kösemizi, bizler icin cok degerli ve önemli olan bebeklerimize ayirmak istedim.
Onlarin kokusu missss.. "Agu"lari cilginca güzel... Cikardiklari birbirinden ilginc tüm sesler hareketli birer melodi gibi...
Keyifleri yerinde olunca hele gülücüklerini sizlerle paylasmaktan zevk duyarlar.
Altini kirletirlerse de size hissettirmek icin belki sesleri yükselebilir ama bu bile kulaga hos gelir.
Banyo macerasinin keyifli gecmesi de bizlerin elinde aslinda..
Bir de onlarin bakimlarini düzgün yaptik mi, hassas ciltlerini korumayi basardik mi bu sefer zafer hem bebeklerinizin hem de sizin olur....
Bunun icin yapilacak is cok kolay... Hepiniz daha hamileyken arastirmaya basliyorsunuz.
"Hangisi daha iyi? Bebegimi hangisi daha iyi korur? O'nu mutlu eder? Saglikli olarak büyütmemde etkisi olur?"
Bu sorulara cevap buldugunuzda da satin aliyorsunuz.
Hatta sizler kadar heyecanli aile büyükleriniz, sevdikleriniz de katiliyor bu tura...
Onemli olan bu sorulara dogru cevaplari bulabilmektir...
Iste bu noktada size yardimci olabilecegim cok harika ürünler biliyorum. Gözünüz kapali güvenle kullanabileceginiz ürünler bunlar... Tamamen dogal, katkisiz ve güvenilir. Sonuclarini kullandikca hemen alabileceginiz ürünler... Sizin tek yapmaniz gereken sey, bu ürünleri bebeginize hijyenik bir ortamda düzenli olarak kullanmak...
Bu ürünlerin hicbiri:
Bebeginizin keyifli bir banyo yapmasi icin ister Papatyali Sampuani isterseniz Zeytinyagi & Papatya Sampuanini tercih edebilirsiniz.
Hassas cildini korur.
Bebek Losyonu :
Banyo keyfini devam ettiren bir ürün Zeytinyagi & Papatyali Losyon...
Dustan sonra hafif bir masajla bebeginizin ipeksi tenine sürmeniz yeterli olacaktir.
Bebek Pisik Kremi :
Bebeginizin o güzelim hassas poposunu korur.
Bebeginizin her altini aldiginizda pisik kremini uygularsaniz, bebeginizin cildi nemli, pürüzsüz ve yumusacik olur.
Bebek Yagi:
Hafif bir masajla bebeginizin cildine uyguladiginizda O'nun rahat ve huzurlu uyumasini saglarsiniz.
Hele hele banyodaki son durulama suyuna bir-iki damla damlatirsaniz, bebeginizin cildinin kurumasini engellersiniz.
Bebek Sabunu :
Dilerseniz bebeginizin cildini, bebek cildine uygun olan sabunuyla da yikayabilirsiniz.
Bebek Pudrasi :
Saf talk pudrasi bazlidir.
Papatya özü icermektedir.
Krem yerine pudra kullanmak isteyen anneler icin güzel bir secenek...
Bebek Kolonyasi :
Kullanimi cok kücük olmayan bebeklerde yapabilirsiniz.
Bebekler Icin Islak Mendil :
Papatyali havlu mendiller kesinlikle alkol icermez.
Iceriginde Provitamin B5 bulunmaktadir.
Tamamen bebek ciltlerine uygun olarak üretilmistir.
Evet tamamen dogal olan bu ürünlerin satis fiyatlari 7TL - 17TL arasinda degismektedir.
Tabi sürpriz hediyeleri de yaninda bulacaksiniz.
Bebeginizle beraber saglikli ve dogal bir yasam gecirmeniz dilgimle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Ve Bir Günaydin da Dünyanin En Narin En Hassas Ciltlerine Sahip Olan Bebeklerimize Gelsin!
Bu haftaki saglikla ilgili kösemizi, bizler icin cok degerli ve önemli olan bebeklerimize ayirmak istedim.
Onlarin kokusu missss.. "Agu"lari cilginca güzel... Cikardiklari birbirinden ilginc tüm sesler hareketli birer melodi gibi...
Keyifleri yerinde olunca hele gülücüklerini sizlerle paylasmaktan zevk duyarlar.
Altini kirletirlerse de size hissettirmek icin belki sesleri yükselebilir ama bu bile kulaga hos gelir.
Banyo macerasinin keyifli gecmesi de bizlerin elinde aslinda..
Bir de onlarin bakimlarini düzgün yaptik mi, hassas ciltlerini korumayi basardik mi bu sefer zafer hem bebeklerinizin hem de sizin olur....
Bunun icin yapilacak is cok kolay... Hepiniz daha hamileyken arastirmaya basliyorsunuz.
"Hangisi daha iyi? Bebegimi hangisi daha iyi korur? O'nu mutlu eder? Saglikli olarak büyütmemde etkisi olur?"
Bu sorulara cevap buldugunuzda da satin aliyorsunuz.
Hatta sizler kadar heyecanli aile büyükleriniz, sevdikleriniz de katiliyor bu tura...
Onemli olan bu sorulara dogru cevaplari bulabilmektir...
Iste bu noktada size yardimci olabilecegim cok harika ürünler biliyorum. Gözünüz kapali güvenle kullanabileceginiz ürünler bunlar... Tamamen dogal, katkisiz ve güvenilir. Sonuclarini kullandikca hemen alabileceginiz ürünler... Sizin tek yapmaniz gereken sey, bu ürünleri bebeginize hijyenik bir ortamda düzenli olarak kullanmak...
Bu ürünlerin hicbiri:
- Paraben icermez.
- Alerjen Icermez.
- Alkol icermez. (Kolonya haric)
- Gözleri yakmaz.
- Dogal bitkisel özler icerir.
- Dermatolojik olarak test edilmistir.
- Bebek cildinin PH dengesine uyumludur.
- Bebeklerin hassas ciltlerine göre özenle üretilmis ürünlerdir.
Anneler, anne adaylari dilerseniz simdi de ürünlere göz atalim ne dersiniz?
Bebek Sampuani (Papatyali / Zeytinyagi & Papatya Sampuan) :
Bebeginizin keyifli bir banyo yapmasi icin ister Papatyali Sampuani isterseniz Zeytinyagi & Papatya Sampuanini tercih edebilirsiniz.
Hassas cildini korur.
Bebek Losyonu :
Banyo keyfini devam ettiren bir ürün Zeytinyagi & Papatyali Losyon...
Dustan sonra hafif bir masajla bebeginizin ipeksi tenine sürmeniz yeterli olacaktir.
Bebek Pisik Kremi :
Bebeginizin o güzelim hassas poposunu korur.
Bebeginizin her altini aldiginizda pisik kremini uygularsaniz, bebeginizin cildi nemli, pürüzsüz ve yumusacik olur.
Bebek Yagi:
Hafif bir masajla bebeginizin cildine uyguladiginizda O'nun rahat ve huzurlu uyumasini saglarsiniz.
Hele hele banyodaki son durulama suyuna bir-iki damla damlatirsaniz, bebeginizin cildinin kurumasini engellersiniz.
Bebek Sabunu :
Dilerseniz bebeginizin cildini, bebek cildine uygun olan sabunuyla da yikayabilirsiniz.
Bebek Pudrasi :
Saf talk pudrasi bazlidir.
Papatya özü icermektedir.
Krem yerine pudra kullanmak isteyen anneler icin güzel bir secenek...
Bebek Kolonyasi :
Kullanimi cok kücük olmayan bebeklerde yapabilirsiniz.
Bebekler Icin Islak Mendil :
Papatyali havlu mendiller kesinlikle alkol icermez.
Iceriginde Provitamin B5 bulunmaktadir.
Tamamen bebek ciltlerine uygun olarak üretilmistir.
Evet tamamen dogal olan bu ürünlerin satis fiyatlari 7TL - 17TL arasinda degismektedir.
Tabi sürpriz hediyeleri de yaninda bulacaksiniz.
Bebeginizle beraber saglikli ve dogal bir yasam gecirmeniz dilgimle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
15 Aralık 2015 Salı
Sacma Sapan Seyleri Dert Ediyoruz!!
Günaydin Sevgili Ailem,
Kucak dolusu sevgiler, mutluluklar sizinle olsun; Yüzünüzden hic tebessüm eksik olmasin..
Ve hic birseyi dert etmeyin.. Hayatinizi dolu dolu yasayin, yasamaktan korkmayin, cekinmeyin.
Her sabah evden cikip okula ya da ise giderken bircok insanla karsilasiriz. Belki tanidik belki de ilk kez gördügümüz birileri mutlaka olacaktir.
Yüzlerine baktiginizda hemen hemen hepsinde ayni ifadeyi görürsünüz..
Karsilastiginiz kisilerin hepsine dokunsak, mutlaka bir derdi vardir.
Kucak dolusu sevgiler, mutluluklar sizinle olsun; Yüzünüzden hic tebessüm eksik olmasin..
Ve hic birseyi dert etmeyin.. Hayatinizi dolu dolu yasayin, yasamaktan korkmayin, cekinmeyin.
Her sabah evden cikip okula ya da ise giderken bircok insanla karsilasiriz. Belki tanidik belki de ilk kez gördügümüz birileri mutlaka olacaktir.
Yüzlerine baktiginizda hemen hemen hepsinde ayni ifadeyi görürsünüz..
Karsilastiginiz kisilerin hepsine dokunsak, mutlaka bir derdi vardir.
Okulda bir hocaniz hakkinizi yemistir.
Kiz arkadasiniz hakkinizi yemistir.
Cok sevdiginiz dostunuz hakkinizi yemistir.
Bu örnekleri cogaltmak mümkün..
Herkesin derdi vardir. Ve herkesin derdi kendine göre cok büyüktür..
Size belki daha önce duymus olabileceginiz, beni de derinden etkileyen bir hikayeyi anlatmak istiyorum..
"Bir adam birgün hastaneye bir yakinini ziyarete gider. Ziyaret sirasinda karsi odada kücük bir kiz cocugunun yattigini ve cok kisa ömrünün kaldigini ögrenir. Cok sasirir ve O'nu ziyarete gider. Derin bir sohbete baslarlar. Kücük kiz hayatindaki önemli ve özel kisileri anlatir adama. Kendini kaptirarak.. Adam, O'na baktiginda gözlerinin icinin parladigini, yanaklarinin kirmizi birer elma sekeri gibi oldugunu görür, kisa bir ömrünün kaldigini bilmesine ragmen.."
O zaman kendi hayatini bir daha sorgular bir daha bir daha....
Ondan sonra anlar ki, kendi dertlerinin aslinda O'nun derdinin yaninda hic dert degil.O günden sonra da dert dedigi seyin aslinda dert olmadigini ögrenir; hayatina ona göre yön verir.
Siz siz olun hic birsey icin kendinizi yipratmayin, üzmeyin..
Hayat o kadar kisa ki, bu güzel anlarin tadini cikarin. Bir daha bu ani yasamayacaksiniz. Tekrari yok, degerini bilin..
Ne olursa olun mutlu olun. "Mutlulugun size satilmasina asla izin vermeyin!"
Hayatta hersey, kitaplar olsun, TV deki filmler olsun hersey, aslinda bizim bilincaltimiza yerlestirirdikleri:
"Falanca ürünleri alirsan, filanca ürünleri tüketirsen sen de basarili olursun!"
Ve siz bunlari aldiginiz, kullandiginiz taktirde basarili olacaginiza inanirsiniz .. Yoksa kendinizi mutsuz hissedersiniz; bunu size hissettirirler...
Mutlu olmak icin cevrenize, yasananlara bakmak yeterli... Ders almayi bilmek ve bu sorunlarin üstesinden gelebilmek icin gerekli olan azmi göstermek yeterli dostlarim..
Ne istediginizi bilmekle buna baslayabilirsiniz.
Hayati dolu dolu yasamaniz ve sacma sapan seyleri dert etmemeniz dilegiyle,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
14 Aralık 2015 Pazartesi
Balayına Nereye Gitmek Istersiniz?
Tünaydın Sevgili Dostlarım,
Yeni bir Pazartesi başladı. Beraberinde de yeni planlar, yeni oluşumlar ve yeni kararlar alma zamanı geldi...
Geçen hafta kışın evlenecek olan çiftlerimiz için sayfamda O'nlara özel bir yer ayırmıştım. Bu hafta da bu çiftlerimizin balayı için gidebilecekleri yerler konusunda yardımcı olmaya çalışacağım.
Birçok çift, balaylarında nereye gitme düşüncesinden çok, öncelikli olarak bunun el yakmamasına dikkat etmek durumunda kalıyorlar. Bunun yanı sıra da gerek ulaşımın gerekse planlamanın kolaylığına dikkat ediyorlar. Etmeliler de..
Zaten yapılan tüm evlilik hazırlıkları için masraflar yüklü iken, balaylarının da mümkün olduğunca uygun şartlarda olması, biraz olsun içlerini rahatlatır.
Tabi ki balayı çok özel bir an.... Evliliklerindeki, yeni hayatlarındaki ilk anlardan... Unutulmayacak, sadece ikisine has kalacak bir olay.. Sadece birlikte bir kez yaşayacakları muhteşem birkaç gün...
O yüzden özel...Güzel... Gizemli...
Bu anların tadını çıkarabileceğiniz birkaç yer önerelim mi artık ne dersiniz?
Yeni bir Pazartesi başladı. Beraberinde de yeni planlar, yeni oluşumlar ve yeni kararlar alma zamanı geldi...
Geçen hafta kışın evlenecek olan çiftlerimiz için sayfamda O'nlara özel bir yer ayırmıştım. Bu hafta da bu çiftlerimizin balayı için gidebilecekleri yerler konusunda yardımcı olmaya çalışacağım.
Birçok çift, balaylarında nereye gitme düşüncesinden çok, öncelikli olarak bunun el yakmamasına dikkat etmek durumunda kalıyorlar. Bunun yanı sıra da gerek ulaşımın gerekse planlamanın kolaylığına dikkat ediyorlar. Etmeliler de..
Zaten yapılan tüm evlilik hazırlıkları için masraflar yüklü iken, balaylarının da mümkün olduğunca uygun şartlarda olması, biraz olsun içlerini rahatlatır.
Tabi ki balayı çok özel bir an.... Evliliklerindeki, yeni hayatlarındaki ilk anlardan... Unutulmayacak, sadece ikisine has kalacak bir olay.. Sadece birlikte bir kez yaşayacakları muhteşem birkaç gün...
O yüzden özel...Güzel... Gizemli...
Bu anların tadını çıkarabileceğiniz birkaç yer önerelim mi artık ne dersiniz?
- Rahat rahat dinlenebileceğiniz, dinlenirken şifalı sularının yardımlarıyla huzur bulacağınız bir yer... Ağrılarınız varsa onların da iyileşmesine katkıda bulunacak sıcacık bir yer mesela...
Termal Oteller..
Bolu, Yalova, Afyon, Gönen, Bursa'da birçok Termal Otel hizmetinizde... Bunların içinden size uygun olanları seçebilirsiniz.. Eminim ki aradığınız Termal Otel'lerde balayı ise kendinizin çok şanslı olduğunu unutmayın.. Seçenekleri bol ve kaliteli hizmetleri var.
- "Ben yeşili seviyorum. Doğa ile başbaşa olmak harika!" diye düşünüyorsanız...
Doğa İle İç İçe Olan Oteller, Apart Oteller...
Abant... Birçoğumuzun bildiği, doğanın eşsiz güzelliğini yaşayabileceğimiz bir yer...
Sapanca, Yedigöller, Ağva gibi yerler de harika bir güzelliğe sahip...
Kendinizi ve eşinizi ormanın içinde, göl kenarında olduğunuzu hayal etmek zor olmasa gerek...
- "Yok ben karı görmek istiyorum. Birlikte kayak yapmak istiyorum'" diyorsanız..
Kayak Merkezleri...
Şu anda hepinizin aklından "Uludağ" diye geçtiğini biliyorum. Evet harika bir yer... Onun kadar başka harika yerler de var bunu yaşayabileceğiniz..
Palandöken, Kartalkaya, Ilgaz, Kartepe....
İsteğiniz buysa romantik balayı otellerinde konaklayıp şöminenin başında ısınırken bir yandan da şarabınızı yudumlayabilirsiniz...
- "Bunlarda güzel ama ben bu anları eşimle birlikte yurt dışında yaşamak istiyorum!" derseniz de birçok seçenek var.
Yurt Dışı Turları...
İster İtalya, Fransa ister Kıbrıs isterseniz Dubai yada Balkanlar...
Her bütçeye uygun seçenekleri sizlere sunuyorlar. Daha önce hiç yurt dışına çıkmamış olanlar için söylüyorum, önceden pasaport işlemlerinizi halletmeyi unutmayın. :)
Gördüğünüz gibi seçenekler çok ve her biri birbirinden güzel,
Siz kendinizi nerede rahat ve mutlu hissedecekseniz orayı tercih edin. Sonuçta bu sizin gününüz iyi değerlendirin...
Şimdiden mutluluklar dilerken,
Sevgiye Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
12 Aralık 2015 Cumartesi
Simdi Piknik Zamani!!!!
Günaydin Sevgili Ailem,
Pazar Gününüzün Cok Cok Güzel Gecmesini Diliyorum..
Uzun zaman konusacaginiz, hatirladikca yüzünüzdeki tebessümünüzün baki olacagi bir Pazar diliyorum...
Bugün bence tam piknik günü dostlarim.. Yeni haftaya baslamadan önce moral depolamak ve bol oksijen almak cok iyi olur.
Ailenizle, arkadaslarinizla, kisacasi sevdiklerinizle yapabileceginiz bir Pazar Keyfi...
Kendi ellerinizle hazirlayacaginiz Pazar Kahvaltisi...
Arkasindan semaverde demlenmis bir cay ile Pazar Cayi Keyfi....
Muhabbettin bol oldugu, kahkahalarin ortaligi cinlattigi Harika Bir Pazar...
Cocuklarin temiz havada istedikleri gibi oynadiklari, özgürlüklerinin tatlarini cikartiklari Eglenceli Bir Pazar...
Sizlerin yemek hazirliklarindan hemen önce ciktiginiz kisa bir doga turu olan Keyifli Bir Pazar...
Ciceklerin toplanip, taclarin yapilacagi Renkli Bir Pazar...
Karinlar acikmaya baslandiginda ise mangal icin ortaliktaki cali cirpilarin toplanmasina kalkisildigi Hareketli Bir Pazar...
Beylerin mangali yapmak icin, bayanlarin ise salatalari hazirlamak icin harekete gectikleri Tatli Telasli Bir Pazar...
Sofralarin büyük bir sabirsizlilka hazirlandigi, cocuklarin mangal basindan ayrilmadiklari Neseli Bir Pazar...
Kokularin etrafi buram buram sardigi, acikmayanlari bile aciktiran Leziz Bir Pazar Yemegi...
Karinlarinizi büyük bir istahla doyurdugunuz, yediklerinizi eritmekte zorlandiginiz Coskulu Bir Pazar....
Yemek sonrasi, mangalin kalan közleri arasinda yapilan bir aci kahveyi icmenin tadina vardiginiz Kahve'li Bir Pazar....
Mangaliniz hala isler durumdaysa, mangal yakmakta zorlanan yandaki komsunuza, mangaldaki közünüzü vercek kadar Mutlu Bir Pazar...
Yemek sonrasi sohbetlerin doruga ulastigi Sohbet Dolu Bir Pazar...
Fotograflarin cekilip an ve an paylasildigi sonra da takiplerinin yapildigi Delice Bir Pazar...
Böyle Bir Sahane Pazar yasamak isteyenler.. Sizlere sesleniyorum....
Vakit varken hemen baslayain calismalara..
Kiminle gidilecek? Nereye gidilecek? Nasil gidilecek? Neler alinacak?
Kolay ama tatli telasli ise bir an önce baslamak gerekli. Bence deger...
Nerede, kiminle bu özel ve güzel günü gecirmek istiyorsaniz,
Sansiniz, heyecaniniz ve mutlulugunuz daim olsun Dostlarim.
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Pazar Gününüzün Cok Cok Güzel Gecmesini Diliyorum..
Uzun zaman konusacaginiz, hatirladikca yüzünüzdeki tebessümünüzün baki olacagi bir Pazar diliyorum...
Bugün bence tam piknik günü dostlarim.. Yeni haftaya baslamadan önce moral depolamak ve bol oksijen almak cok iyi olur.
Ailenizle, arkadaslarinizla, kisacasi sevdiklerinizle yapabileceginiz bir Pazar Keyfi...
Kendi ellerinizle hazirlayacaginiz Pazar Kahvaltisi...
Arkasindan semaverde demlenmis bir cay ile Pazar Cayi Keyfi....
Muhabbettin bol oldugu, kahkahalarin ortaligi cinlattigi Harika Bir Pazar...
Cocuklarin temiz havada istedikleri gibi oynadiklari, özgürlüklerinin tatlarini cikartiklari Eglenceli Bir Pazar...
Sizlerin yemek hazirliklarindan hemen önce ciktiginiz kisa bir doga turu olan Keyifli Bir Pazar...
Ciceklerin toplanip, taclarin yapilacagi Renkli Bir Pazar...
Karinlar acikmaya baslandiginda ise mangal icin ortaliktaki cali cirpilarin toplanmasina kalkisildigi Hareketli Bir Pazar...
Beylerin mangali yapmak icin, bayanlarin ise salatalari hazirlamak icin harekete gectikleri Tatli Telasli Bir Pazar...
Sofralarin büyük bir sabirsizlilka hazirlandigi, cocuklarin mangal basindan ayrilmadiklari Neseli Bir Pazar...
Kokularin etrafi buram buram sardigi, acikmayanlari bile aciktiran Leziz Bir Pazar Yemegi...
Karinlarinizi büyük bir istahla doyurdugunuz, yediklerinizi eritmekte zorlandiginiz Coskulu Bir Pazar....
Yemek sonrasi, mangalin kalan közleri arasinda yapilan bir aci kahveyi icmenin tadina vardiginiz Kahve'li Bir Pazar....
Mangaliniz hala isler durumdaysa, mangal yakmakta zorlanan yandaki komsunuza, mangaldaki közünüzü vercek kadar Mutlu Bir Pazar...
Yemek sonrasi sohbetlerin doruga ulastigi Sohbet Dolu Bir Pazar...
Fotograflarin cekilip an ve an paylasildigi sonra da takiplerinin yapildigi Delice Bir Pazar...
Böyle Bir Sahane Pazar yasamak isteyenler.. Sizlere sesleniyorum....
Vakit varken hemen baslayain calismalara..
Kiminle gidilecek? Nereye gidilecek? Nasil gidilecek? Neler alinacak?
Kolay ama tatli telasli ise bir an önce baslamak gerekli. Bence deger...
Nerede, kiminle bu özel ve güzel günü gecirmek istiyorsaniz,
Sansiniz, heyecaniniz ve mutlulugunuz daim olsun Dostlarim.
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Harika Bir Cumartesi!!!
Günesli Bir Cumartesi'den Herkese Günaydinlar!!
Bu hafta sonu Izmir günesli. Sonbahardan kalan bir hava hakim olacak!
Cocuklarinizla , yegenlerinizle, hatta torunlarinizla harika bir hafta sonu gecirmek icin iyi plan yapmanin tam zamani..
Yagmur, soguk derken "aman üsürler, hasta olurlar" diye disarda ailece paylasimlariniz azalirken, bence bu ani iyi degerlendirmelisiniz.
Izmir'de gezip dolasilabilecek bir cok harika mekan var. Mümkün oldukca hepsini gezmenizde fayda var. Her gecen gün sayilari artiyor ve her birinden ayri tatlar almak da mümkün..
Olur da birgün sehir disindan bir misafiriniz gelirse, "Eyvah! Nereye gidelim? Gezilecek nereler var ki? Hic de aklima gelmiyor.." demeyin. Simdiden önleminizi alin. :))
Her hafta Cumartesi günü size bir yer tanitacagim. O kadar harika yerler var ki...
Sonra kendi kendinize "hem de burnumuzun dibinde, aaa!! ben burasini nasil oldu da görmemisim hayret!" diyeceksiniz.
Bugün sectigim yer, Karsiyaka'da... Cocuklarla rahatlikla vakit gecirebileceginiz, eglenebileceginiz, aciktiginizda karninizi da doyurabileceginiz harika mekanlardan birisi..
Tay Park.....
Kis dönemi icinde oldugumuzdan sabah 08:00 aksam 20:00 arasi acik. Pazartesileri ise kapali.
Icinde harika kafeteryasi var; dileyen aciktginda tostunu, hamburgerini, pizzasini yiyebilir.
Yada sabah gidecekler icin harika bir serpme kahvalti sizi bekliyor..
Yok siz aksam yemegi olarak düsünüyorsaniz, problem degil, izgara cesitleriyle size yine yardimci olurlar.
Siz cayinizi icerken yada birseyler atistirirken cocuklariniz güvenle oyun parkinda oynayabilir.
Hatirliyorum da eskiden ne kadar zulüm cekerdik. Cocuklarimiz yemeklerini yedikten sonra hemen kalkmak isterlerdi, bizi oturtmazlardi, cünkü oyun oynayacaklari, vakit gecirecekleri, eglenecekleri ortam yoktu. Haklilardi onlar da..
Neyse o günler geride kaldi artik.. Sayisiz mekanlar sayesinde..
Hatta Tay Park'ta belli saatlerde cocuklarinizin ücretsiz binebilecegi tay turlari da var. Sira numaralari almalari yeterli...
Onlar taya binerken siz ebeveynlerine de bir görev düsüyor. Ne mi?
Bu anlari ölümsüzlestirecek, birbirinden güzel fotograflar cekmek tabiki. :)
Sonrasinda da bu anlari sosyal medyada paylasmak da ayri bir keyif tabiki :)
Isterseniz burada cocuklarinizin dogum günlerini de yapabilirsiniz. Bu olanak da var.
Daha ne olsun hem cocuklarimizla güzel vakit gecirdik, hem de onlara hayvan sevgilerini asilamanin iyi bir yolunu da kullandik.
Yüzünüzde gün sonunda kalan tebessümü ve rahatlamanin verdigi durulugu görür gibiyim simdiden:)
Ulasimin da cok kolay oldugu Tay Park'a hala gitmediyseniz bu haftayi iyi degerlendirin derken,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
Bu hafta sonu Izmir günesli. Sonbahardan kalan bir hava hakim olacak!
Cocuklarinizla , yegenlerinizle, hatta torunlarinizla harika bir hafta sonu gecirmek icin iyi plan yapmanin tam zamani..
Yagmur, soguk derken "aman üsürler, hasta olurlar" diye disarda ailece paylasimlariniz azalirken, bence bu ani iyi degerlendirmelisiniz.
Izmir'de gezip dolasilabilecek bir cok harika mekan var. Mümkün oldukca hepsini gezmenizde fayda var. Her gecen gün sayilari artiyor ve her birinden ayri tatlar almak da mümkün..
Olur da birgün sehir disindan bir misafiriniz gelirse, "Eyvah! Nereye gidelim? Gezilecek nereler var ki? Hic de aklima gelmiyor.." demeyin. Simdiden önleminizi alin. :))
Her hafta Cumartesi günü size bir yer tanitacagim. O kadar harika yerler var ki...
Sonra kendi kendinize "hem de burnumuzun dibinde, aaa!! ben burasini nasil oldu da görmemisim hayret!" diyeceksiniz.
Bugün sectigim yer, Karsiyaka'da... Cocuklarla rahatlikla vakit gecirebileceginiz, eglenebileceginiz, aciktiginizda karninizi da doyurabileceginiz harika mekanlardan birisi..
Tay Park.....
Kis dönemi icinde oldugumuzdan sabah 08:00 aksam 20:00 arasi acik. Pazartesileri ise kapali.
Icinde harika kafeteryasi var; dileyen aciktginda tostunu, hamburgerini, pizzasini yiyebilir.
Yada sabah gidecekler icin harika bir serpme kahvalti sizi bekliyor..
Yok siz aksam yemegi olarak düsünüyorsaniz, problem degil, izgara cesitleriyle size yine yardimci olurlar.
Siz cayinizi icerken yada birseyler atistirirken cocuklariniz güvenle oyun parkinda oynayabilir.
Hatirliyorum da eskiden ne kadar zulüm cekerdik. Cocuklarimiz yemeklerini yedikten sonra hemen kalkmak isterlerdi, bizi oturtmazlardi, cünkü oyun oynayacaklari, vakit gecirecekleri, eglenecekleri ortam yoktu. Haklilardi onlar da..
Neyse o günler geride kaldi artik.. Sayisiz mekanlar sayesinde..
Hatta Tay Park'ta belli saatlerde cocuklarinizin ücretsiz binebilecegi tay turlari da var. Sira numaralari almalari yeterli...
Onlar taya binerken siz ebeveynlerine de bir görev düsüyor. Ne mi?
Bu anlari ölümsüzlestirecek, birbirinden güzel fotograflar cekmek tabiki. :)
Sonrasinda da bu anlari sosyal medyada paylasmak da ayri bir keyif tabiki :)
Isterseniz burada cocuklarinizin dogum günlerini de yapabilirsiniz. Bu olanak da var.
Daha ne olsun hem cocuklarimizla güzel vakit gecirdik, hem de onlara hayvan sevgilerini asilamanin iyi bir yolunu da kullandik.
Yüzünüzde gün sonunda kalan tebessümü ve rahatlamanin verdigi durulugu görür gibiyim simdiden:)
Ulasimin da cok kolay oldugu Tay Park'a hala gitmediyseniz bu haftayi iyi degerlendirin derken,
Sevgiyle Kalin, Benimle Kalin, Hoscakalin,
Degerlisin Cünkü Ozelsin!!!
10 Aralık 2015 Perşembe
Bakalım Bilecek Misiniz?
Merhaba Sevgili Ailem,
Huzurlu ve Mutlu Bir Cuma Günü Diliyorum Size,
Hafta sonuna yaklaştığımız için size, hafta sonunda rahatlıkla yapabileceğiniz bir görsel sanatı anlatmak istiyorum. Malzeme olarak fazla bir malzeme gerektirmeyen, cebimizi de yakmayacak bir sanat... Aslında daha önce hiç yapmasak da sıkça duyduğumuz gördüğümüz bir hobi bu..
Bu sanatla ilgili size ufak tüyolar vereyim bakalım tahmin edebilecek misiniz? Hazır mısınız?
Hala bulamadıysanız size son bir ipucu...
Kurşun kalem en temel malzemesidir. Yanında bir kağıt ve yumuşak bir silgi yeterli olur.
Evet bu haftaki sanatımız "Karakalem".
Karakalem terimi, kurşun kalemin siyah etkisinden dolayı kara ve kalem kelimelerinin birleşmesinden türemiştir.
En belirgin üslupları, karalama, tonlama ve taramadır.
Karakalem tekniği ile istediğiniz kompozisyonu tek renk olarak çalışabilirsiniz. Aynı zamanda bu resimleriniz ileride yağlı boya çalışmaları yaparsanız, onlar için güzel birer egzersiz olur.
Karakalem resim yapmaya başlarken ilk öğrenilmesi gereken şey, kalemin nasıl tutulacağını öğrenmektir. Çalışma yaparken kaleminizi ne kadar yukarıdan tutarsanız o kadar rahat ve hatasız çizim yaparsınız.
Birçok eskiz yaparak karakalemde kendinizi geliştirebilirsiniz.
Aslında ben profesyonel değilim, bunun herhangi bir eğitimini de almadım. Ancak resme olan sevgim ta ilkokuldan beri süre geldi. Ortaokulda resim öğretmenlerimin yaptığım resimlerimi beğenmesi ve beni daha iyilerine teşvik etmeleri sayesinde de kendimi geliştirdim.
Şimdi bildiklerimi sizinle paylaşmaya hazırım.
Öncelikle zevk almalısınız yaptığınız işten yoksa olmaz. Aynı zamanda iyi birer gözlemci de olmalısınız.
Karakaleme öncelikle portre çizerek başlanır. Yapacağınız objeyi iyice inceledikten sonra hoşunuza gittiyse, mennun kaldıysanız ikinci aşama olan gölgelendirmeye geçebilirsiniz. Birçok gölgelendirme teknikleri var size uygun olanını kullanabilirsiniz.
Birçok kaynaktan da yardım alabileceğiniz gibi kurslara giderek kendinizi daha profesyonel olarak da yetiştirebilirsiniz.
Hatta kendinizi yarışmalara da hazırlayabilirsiniz. Her sene birçok üniversite veya özel kurumlar karakalem yarışmaları düzenliyor. Üstelik ödüllü yarışmalar bunlar..
Hem yeteneğinizi konuştururken bir yandan da para kazanma şansı yakalayabilirsiniz. Hem de bir yandan yaptığınız eserler birçok ilde büyük sergi salonlarında yerini alacak, sizi daha da onure edecektir.
Belki bu sayede de iş arayanlar için söylüyorum, güzel bir iş bulma imkanını yakalayabilirsiniz.
Tercih sizin... Benim de naçizane yaptığım amatörlük yıllarımdan olan örnekleri de sizlerle paylaşırken her zamanki gibi diyorum ki,
Sevgiyle Kalın, Benimle kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
Huzurlu ve Mutlu Bir Cuma Günü Diliyorum Size,
Hafta sonuna yaklaştığımız için size, hafta sonunda rahatlıkla yapabileceğiniz bir görsel sanatı anlatmak istiyorum. Malzeme olarak fazla bir malzeme gerektirmeyen, cebimizi de yakmayacak bir sanat... Aslında daha önce hiç yapmasak da sıkça duyduğumuz gördüğümüz bir hobi bu..
Bu sanatla ilgili size ufak tüyolar vereyim bakalım tahmin edebilecek misiniz? Hazır mısınız?
- Görsel sanatlarda eğitim ve esere başlamak "onunla" olur.
- O, aynı zamanda başlı başına bir sanat dalıdır da.
- O, gerçekçilik olgusunun en kalıcı örneğidir.
- O, farklı renkler yerine aynı rengin farklı tonlarıyla resme boyut kazandırır.
- Genellikle portre çizimlerinde kullanılır.
Hala bulamadıysanız size son bir ipucu...
Kurşun kalem en temel malzemesidir. Yanında bir kağıt ve yumuşak bir silgi yeterli olur.
Evet bu haftaki sanatımız "Karakalem".
Karakalem terimi, kurşun kalemin siyah etkisinden dolayı kara ve kalem kelimelerinin birleşmesinden türemiştir.
En belirgin üslupları, karalama, tonlama ve taramadır.
Karakalem tekniği ile istediğiniz kompozisyonu tek renk olarak çalışabilirsiniz. Aynı zamanda bu resimleriniz ileride yağlı boya çalışmaları yaparsanız, onlar için güzel birer egzersiz olur.
Karakalem resim yapmaya başlarken ilk öğrenilmesi gereken şey, kalemin nasıl tutulacağını öğrenmektir. Çalışma yaparken kaleminizi ne kadar yukarıdan tutarsanız o kadar rahat ve hatasız çizim yaparsınız.
Birçok eskiz yaparak karakalemde kendinizi geliştirebilirsiniz.
Aslında ben profesyonel değilim, bunun herhangi bir eğitimini de almadım. Ancak resme olan sevgim ta ilkokuldan beri süre geldi. Ortaokulda resim öğretmenlerimin yaptığım resimlerimi beğenmesi ve beni daha iyilerine teşvik etmeleri sayesinde de kendimi geliştirdim.
Şimdi bildiklerimi sizinle paylaşmaya hazırım.
Öncelikle zevk almalısınız yaptığınız işten yoksa olmaz. Aynı zamanda iyi birer gözlemci de olmalısınız.
Karakaleme öncelikle portre çizerek başlanır. Yapacağınız objeyi iyice inceledikten sonra hoşunuza gittiyse, mennun kaldıysanız ikinci aşama olan gölgelendirmeye geçebilirsiniz. Birçok gölgelendirme teknikleri var size uygun olanını kullanabilirsiniz.
Birçok kaynaktan da yardım alabileceğiniz gibi kurslara giderek kendinizi daha profesyonel olarak da yetiştirebilirsiniz.
Hatta kendinizi yarışmalara da hazırlayabilirsiniz. Her sene birçok üniversite veya özel kurumlar karakalem yarışmaları düzenliyor. Üstelik ödüllü yarışmalar bunlar..
Hem yeteneğinizi konuştururken bir yandan da para kazanma şansı yakalayabilirsiniz. Hem de bir yandan yaptığınız eserler birçok ilde büyük sergi salonlarında yerini alacak, sizi daha da onure edecektir.
Belki bu sayede de iş arayanlar için söylüyorum, güzel bir iş bulma imkanını yakalayabilirsiniz.
Tercih sizin... Benim de naçizane yaptığım amatörlük yıllarımdan olan örnekleri de sizlerle paylaşırken her zamanki gibi diyorum ki,
Sevgiyle Kalın, Benimle kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
9 Aralık 2015 Çarşamba
Dünya İnsan Hakları Günü
Günaydın Sevgili Ailem,
Günaydın Tüm Dünyada Yaşayan Güzel İnsanlar,
Bugün 10 Aralık 2015, "Dünya İnsan Hakları Günü"..
Herkesin gününü saygı ve sevgiyle kutluyorum.
Bugünün anlam ve önemi çok derin ve manidardır.. Yazıma şöyle bir sözle devam etmek istiyorum:
"Özgürlüğünden vazgeçen kimse, insan hak ve görevlerinden vazgeçmiş demektir."Aslında bu söz tam anlamıyla günün anlam ve önemini anlatıyor. Biraz daha konuya açıklık getirmek gerekirse; insanlar arasında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, yaş ayırımı yapmadan saygı, sevgi ve dostluk duygularını geliştiren haklara "insan hakları" denir.
İnsan Hakları, kişinin özüyle yaşanacak haklardır. İnsanın insana hükmetmediği, birbirini ezmeye çalışmadığı toplumlarda kavga, çatışma, isyan gibi durumlar pek olmaz. İnsanlar arasında eşitlik, özgürlük, hak ve adalet düşüncelerinin artmasıyla konuyla ilgili mücadeleler de artmıştır.
Birlşemiş Milletler bu konudaki fikirlerini, çalışmalarını, 1948'de "İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi" ile resmileştirmişlerdir. Bu bildirgede açık ve net olarak insan hakları belirtişmiş olup hiç bir ülke ya da toplum tarafından bunun değiştirilemeyeceği beyan edilmiştir.
Bildirge, "İnsan Hakları Anayasası" olarak tanımlanır. İnsanın yaşamı boyunca sahip olacağı kişisel hak ve özgürlükleri tanımlamış; her insanın kanun önünde eşit olduğunu ilan etmiştir.
Günümüzde de bu görevini halen sürdürmektedir. Her yıl 10 Aralık günü "Dünya İnsan Hakları Günü" 10 Aralık haftası da "İnsan Hakları Haftası" olarak kutlanır.
Birleşmiş Milletlerin altı temel insan hakları sözleşmesi vardır :
- Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi
- Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi
- İşkenceye Karşı Sözleşme
- Irk Ayrımcılığının Önlenmesi Sözleşmesi
- Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi
- Çocuk Hakları Sözleşmesi
Tüm kurum, kuruluş, medya tarafından insan hakları konusunda bilgilendirme yapılarak halkımız aydınlatılır.
İnsan Hakları'nın daim olduğu bir dünyada yaşamak dileğiyle,
Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,
Değerlisin Çünkü Özelsin!!!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)