14 Aralık 2016 Çarşamba

Iyi Dinlemeler!

Merhaba Can Dostlarım,

Bugün bir değişiklik yapıp güzel bir müzik ile sizi dinlendirmeye, dinlendirirken olumlu düşüncelerle bezemeye çalışacağım.

Şimdiden iyi dinlemeler. :))


Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,


Değerlisin Çünkü Özelsin!!!

12 Aralık 2016 Pazartesi

degerlisin cunku ozelsin!!!: İsraf Etme Ikram Et!

degerlisin cunku ozelsin!!!: İsraf Etme Ikram Et!: "Israf Etme Ikram Et!" Merhaba Sevgili Ailem. Güne bu güzel anlamlı söz ile başlamak istedim. "İsraf etme ikram et!&quot...

İsraf Etme Ikram Et!


"Israf Etme Ikram Et!"

Merhaba Sevgili Ailem. Güne bu güzel anlamlı söz ile başlamak istedim.

"İsraf etme ikram et!".. İçinde barındırdığı anlam anlayanlar için harika.. Maalesef günümüzde o kadar çok israf söz konusu ki üzülmemek elde değil.

İsrafın çeşitliliği çok fazla. Soyut ve somut her türlü israf var.

İsraf, gereksiz yere harcamak, savurganluk ve tutumsuzluk demektir.

Bu doğrultuda israf çeşitlerine baktığımızda, en belli başlı bilinen yaygın israflar, ekmek israfı, elektrik israfı, su israfı, stok israfı, bekleme israfı, hatalı üretim israfı v.b.

Ülkemizdeki ekmek israfı yüzünden her gün yedi milyon ekmek israf ediliyormuş. Bunu ben söylemiyorum yapılan araştırmaların sonucunu dile getiriyorum. Bu israf olmasa idi, ülkemize yılda israf edilen ekmek tutarına göre 130 hastane, 800 okul yapılabilir; onlarca köprü yada kilometrelerce yol yapılabilirdi. Yada yeteceğin kadardan fazlasını ikram edersek, başka ihtiyacı olanların karnını doyurarak hem onlara hem de ülkemize çok büyük iyilik yapmış olur, ülkemizin kalkınmasında önemli bir adım atmış oluruz.

Elektrik israfı da, önemli olan israflardan birisi. Lambaları gereksiz yere açık bırakmak ve dolap, fırın gibi elektrik ile çalışan makinalarımızın kapaklarını çok açık kalmamasına dikkat etmek, kıt olan elektriğimizin daha tasarruflu kullanılmasına katkı sağlayacaktır.
Unutmamalıyız ki, kıt olan elektiriğimizin temini  için milyonlarca dolar para ödenmektedir. Yapılan araştırmalar göstermiştir ki; Bulgaristan, Yunanistan, İran, Çek Cumhuriyeti, Danimarka olmak üzere toplam 5 ülkeden 2013 te yaklaşık 5 milyar kwh elektrik ithal edilmiş, karşılığında da yaklaşık 335 milyon dolar harcanmıştır.
Rakamlar bu acı tabloyu umarım daha net anlatmıştır.

Su israfı da yine önemli olan israfların başındadır. Yağış oranının son yıllarda ülke genelinde iyice düşmesi ile alarm noktasına gelen su ihtiyacımız karşısında daha da duyarlı olmak zorundayız.
Suları boş yere açık bırakmamaya, hatta damla damla da olsa boş yere akmamasına dikkat etmeliyiz. Kaçak varsa hemen önlemini almalı, patlayan bir boru varsa gerekli yerler hemen bilgi vermeliyiz. Rezervuarlardan boş yere akan, çeşmelerden gereksiz yere sızan sular milli servetimizin yok olmasına bizi biraz daha yaklaştırdığını unutmayalım! Bir gün boyunca çeşmeden damlayan su ile 7 kovanın dolacağını da bilmekte fayda var.
Sonuçta "Bir damla suya muhtaç kalabiliriz."  Su hayattır!

Stok israfı da farklı bir israf türüdür. Fazladan alınan, işimize yaramayan ürünleri almak yerine ihtiyacımız kadarını almayı öğrenmeliyiz. Başka bir deyişle alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirmeliyiz. Bu sayede  hem paramız cebimizde kalır hem de sonucu çöp olacak israftan kurtulmuş oluruz.

Böylelikle de boş yere fazla üretimin de önünü keserek, fazla üretim israfından da kurtuluruz.

Eger kalifiye eleman kullanırsak ve kalite standartlarına dikkat ederek üretim yaptırırsak, hatalı üretim israfını da önlemiş oluruz.
Teknolojiyi takip ederek yapılan üretimler ve kullanılan gereçler ile bekleme israfını da ortadan kaldırmış oluruz.

Bu sayede de yükselen yoksulluk oranının düşmesini bir nebze olsun sağlamış oluruz.

Başlıcalarını anlattığım tüm bu israfları önlemenin temeli, aslında öncelikle eğitimden geçiyor.
Bilinçli insan, elindekini en idareli ve en iyi şekilde kullanandır. Israftan kaçınan, sadece kendini değil, başkalarını hatta gelecek nesli düşünen insandır.

Aynı zamanda içinde bulunduğumuz hafta, "yoksullara yardım haftasıdır." Duyarlı birer vatandaş olarak elimizden geleni bu yönde de yapalım. Yoksullara yardım etmek, israfı önlemenin de başka bir yolu olduğunu hatırlayalım.

İsrafsız ve bol yardımlı haftalar dileğimle,

Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,


Değerlisin Çünkü Özelsin!!!


6 Aralık 2016 Salı

degerlisin cunku ozelsin!!!: Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımız

degerlisin cunku ozelsin!!!: Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımız: Merhaba Sevgili Ailem, Bugün sizinle geleceğimizin teminatı çocuklarımızdan bahsetmek istiyorum. Çocuk yetiştirmenin güzellikleri kadar ...

Geleceğimizin Teminatı Çocuklarımız

Merhaba Sevgili Ailem,

Bugün sizinle geleceğimizin teminatı çocuklarımızdan bahsetmek istiyorum.

Çocuk yetiştirmenin güzellikleri kadar zorlukları da var elbette.. Yaşı kaç olursa olsun farklı farklı sorunlar yaşanır. Kah kolay geçer kah zorlu. Bebeklik dönemi ayrı, ergenlik dönemi ayrı, yetişkinlik dönemi ayrı sorunlar olacaktır. Çocuğunuzla sağlıklı, yakın ilişkiler kurabilmek, onun kendine olan güvenini artırmak çok önemli..

Sonuçta öncelikle ebeveynler olarak onlar yetişirken bizlerin dikkat etmesi gereken bazı önemli hususlar var.

Bunları çözmenin çeşitli metotları var elbette. İster profesyonel bir yardım alarak yapabileceğiniz gibi isterseniz kendi kendinize de birtakım olumlamalar ile bunu başarabilirsiniz.

Hangi yolu tercih ederseniz edin yüzünüzden mutlaka gülümsemeyi, karşınızdaki çocuğunuzu dinlemeyi ihmal etmeyin.

Peki çocuklarımızla nasıl konuşmalıyız? Neler söylemeliyiz?

  • Seninle gurur duyuyorum.
  • Herşeyden değerlisin.
  • Seni seviyorum.
  • Sen harikasın.
  • Aferin.
  • Başaracağını biliyordum.
  • Çok güzel görünüyorsun.
  • "Konuşmak istediğinde ben/biz her an burdayım/burdayız."
  • Süpersin.
  • Çok iyi düşünmüşsün.
  • Sen bir tanesin.
  • Olmaması için bir neden var mi ki?
  • Bak oldu.
  • Yapabileceğini biliyordum.
  • "Birlikte oynayabilir miyiz?"
  • Harikulade!
  • Evimizin prensi / prensesi.
  • Canımın içi.
  • "Sırdaşın olabilir miyim?"
  • Sana hayranım. Senden başkası yapamazdı.
  • Seninle beraber bir yemeğe ne dersin?
  • Aslanım / paşam.
  • "Yarının yeni bir gün olduğunu unutma!"
  • Bana bunu öğrettiğin için teşekkürler.
  • Bana bu güzel duyguları yaşattığın için teşekkür ederim.
  • "Sorunun cevabını  bilmiyorum, ama gel birlikte araştıralım."
  • "Sen bana en güzel armağansın!"
  • "Sana baktığımda içim açılıyor."
  • "Tebrikler oğlum / kızım! Zoru başardın!"
  • "Kocaman bir öpücüğü hakettin!"
  • "Bu yarım saat sen anne/baba, ben çocuk olayım!"
  • "Sence ne olmalı?"
  • "İyi ki varsın, İyi ki benim oğlumsun / kızımsın!"
  • İlacımsın sen benim.
  • "Madem öyle istiyorsun!"
  • "Bunu bir kez daha düşünsek!"
  • Düşünceli yakışıklım / güzelim benim.

Gibi kısa ve kolay anlaşılır sözlerle çocuğunuzla güzel ve sağlıklı  bir iletişimin ilk adımlarını atabilirsiniz.
Siz ebeveyn olarak bu adımları atarken inanın ki, çocuğunuz da mutlaka buna karşılık verecektir.

Geç kalmadan denemeye başlayın, kısa süre içerisinde meyvesini toplayacağınızdan eminim.

Kolay gelmesi dileğimle,


Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,


Değerlisin Çünkü Özelsin!!!

30 Kasım 2016 Çarşamba

degerlisin cunku ozelsin!!!: Ne Kadar Paylaşımcısınız?

degerlisin cunku ozelsin!!!: Ne Kadar Paylaşımcısınız?: "Ne kadar paylaşımcısınız?" diye sorsam size. Nasıl bir cevap verirsiniz acaba? Size ait olanı başkaları ile paylaşır mısınız ...

Ne Kadar Paylaşımcısınız?

"Ne kadar paylaşımcısınız?" diye sorsam size.

Nasıl bir cevap verirsiniz acaba?

Size ait olanı başkaları ile paylaşır mısınız kolaylıkla?

Ya sevginizi?

Yada sizi sevenlerin sadece sizi sevmesini mi istersiniz, beklersiniz?

Kendinizi nasıl görüyorsunuz? Bencil mi, yardımsever mi?

Cimri misiniz yoksa tutumlu mu?

İşte bu soruların temel yapı taşını "Cimrilik" dediğimiz kişilik özelliği oluşturmaktadır.

Cimrilik, kişinin herhangi bir paylaşımda bulunamamasıdır. Paylaşmaktan rahatsız olmasıdır. Dolayısıyla kendinden başka herkese karşı aşırı bir güvensizlik hissetmesidir.

Eğer kişinin cimrilik özelliğinin sosyal yaşamına etkisi stres ile birleşirse, "kişinin hastalık yaşama ihtimali artar!". Yani "Cimrilik Hastalığı!"

Cimrilik, halk arasında parasal yönden eli sıkılık olarak algılansa da, aslında cimriliğin farklı boyutları vardır.

  • Duygusal Cimrilik
  • Sosyal Cimrilik
  • Psikopatik Cimrilik vb.
Bunlar içerisinden en tehlikeli olanı, "Psikopatik Cimrilik" tir. Çünkü içerisinde zalimliği de barındırır. Psikolojik baskı ve şiddet uygulanabilmektedir. 
Örneğin, yanında çalışanların yada bir arkadaşınızın hakkını vermemek, eksik vermek, imkanınız olduğu halde borcunuzu ödemeyip karşınızdakini zorda bırakmak, daha da ilerlerse yolsuzluk yapmak, psikopatik cimriliktir.
 

Aslında bunun nedenleri araştırıldığında daha çocukluk döneminde ortaya çıktığı belirlenmiştir.

Daha tuvalet alışkanlığının kazanıldığı döneminde çocuğun yaşadığı travmalar, yanlış ebeveyn tutumları, sıkı kurallar "Cimrilik" e sebep olmaktadır.

Yine halkımız arasında en çok karıştırılan olgu "Tutumlu mu, Cimri mi ? dir.

İkisi birbirine çok benzermiş gibi görünse de aralarında farklılıklar vardır. Tutumlu insan, başkalarına göre emniyette olma ihtiyacını daha yoğun ister. Cimri insan ise başkalarına göre kendini güvensiz hissetme eğilimindedir.

Tutumlu insan, diğer insanlara maddi-manevi zarar vermekten sakınan, empati duygusu olan kişilerdir. Bu kişilerde tutumluluk bilinç düzeyinde yaşandığından doğru davranış şeklini sergilerler.
Cimri insanlar ise kendilerini aşırı önemserler ve başkalarının maddi-manevi çıkarları önemli değildir. Farkındalığa sahip olmadan içselleştirilerek yaşarlar ve empati duygusundan yoksundurlar.

Siz siz olun, sakin kendinize yada çocuklarınıza "cimri degil, tutumlu" diye kestirip atmayın. Önce güzelce irdeleyin, ondan sonra adını koyun.

Unutmayın ki daha küçükken bu sorunun üstesinden gelmek gerekli. "Ağaç yaş iken eğilir!" diye boşuna dememiş atalarımız..

Sonuçta cimrilik hastalığı da, cimrilik olgusu da, geniş perspektifle bakıldığında, kişiye mutluluk getirmez.  Ileride ilişkilerine kötü yönde etkiye kadar gider.


Daha hastalık düzeyine gelmeden cimrilik sorununu çözmenin en baslıca yolları, onları daha fazla paylaşmaya yöneltmek, paylaşımının olumlu yanlarini kişiye gösterip farkındalığını yaratabilmek, empati duygusunu oluşturmaya çalışmak, en güzel yardım yolu olacaktır emin olun..

Tabi burada ebeveynlere düşen görevler de var. Çocuğun kişiliğinin oluştugu sıralarda verilen cezalar, uygulanan ağır kurallar gibi davranış bozuklukları da bu sorunun olusmasina etken olacağını lütfen unutmayın,  davranışlarınıza sizler de dikkat edin.

Sonuçta hepimiz hayatımızın her anında mutlu, huzurlu, seven-sevilen olmak isteriz. Hakkımız, hakkınız. Bu hakkı kimsenin elinden almak yada engel olmak ise hakkımız değil... Farkında olalım.

Gerisi kendiliğinden gelecektir... 

Farkında olanların arasında sizleri de görmek dileğiyle, 

Sevgiyle Kalın, Benimle Kalın, Hoşçakalın,


Değerlisin Çünkü Özelsin!!!